MHP'den 'Alevi ve Kürt Cumhurbaşkanı Yardımcısı' tavsiyesi sonrası açıklama geldi!

MHP lideri Devlet Bahçeli, 'Terörsüz Türkiye' süreci kapsamında 'kardeşliği pekiştirmek için' yeni bir öneri geldi. Bahçeli, "Cumhurbaşkanının bir Alevi bir de Kürt yardımcısı olsun" önerisi sonrası MHP'den açıklama geldi. Resmi hesaptan yapılan açıklamada, "Terörsüz Türkiye'nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir" denildi. Öneriyi "Lübnan sistemi"ne benzetenlere ise sert sözlerle yüklenildi.
MHP'den 'Alevi ve Kürt Cumhurbaşkanı Yardımcısı' tavsiyesi sonrası açıklama geldi!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun. Biri Kürt olsun diğeri Alevi olsun" önerisi sonrası MHP'den yazılı açıklama geldi. Yapılan yazılı açıklamayla "Terörsüz Türkiye" hedefinin altını çizerken, etnik ve mezhep temelli bölünme hayallerine sert tepki gösterdi. Açıklamada, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile milli birlik ve kardeşlik temelinde güçlendiği ifade edildi.

LÜBNAN BENZETMESİNE SERT CEVAP!

Açıklamada, yapı içinde iki Cumhurbaşkanı yardımcısından birinin Alevi, diğerinin ise Kürt kökenli olabileceği yönündeki önerinin "siyasi bir düşünce" olarak ortaya konduğu aktarıldı. Önerinin 'Lübnan modeliyle ilişkilendirme çabaları' ise "çarpıtma" ve "samimiyetsizlik" olarak nitelendirildi.

"HERKES HUKUK ÖNÜNDE EŞİTTİR"

CHP’ye yönelik eleştirilerin de yer aldığı açıklamada, “Alevi kardeşlerimiz yıllardır siyasete alet edildi, Kürt vatandaşlarımız üzerinden de birçok oyun oynandı” ifadelerine yer verildi. MHP, hiçbir vatandaşın kökeni, mezhebi veya dili nedeniyle ayrımcılığa uğramayacağını vurgulayarak, herkesin hukuk önünde eşit olduğunu ve Türk milletinin onurlu bir ferdi kabul edildiğini belirtti.

İşte konuya ilişkin yapılan açıklamadan öne çıkan yerler:

Yeni yüzyılda “Terörsüz Türkiye"nin tezahürüyle birlikte etnik ve mezhep temelli bölünme rüyası görenlerin hevesleri de kursaklarında kalacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin siyasi ve hukuki imkanları, ihata ettiği kuramsal ve kurumsal ilkeleriyle milli birlik ve kardeşliğin pekişmesi mümkün ve muhakkaktır.

"İKİ CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞI ÖNERİLMİŞTİR"

Bunun şematik formülü de eşkenar üçgen formatında siyasi ve hukuki düşünce kalıbına dökülmüştür. Nitekim 11 Kasım 2024 tarihindeki ağaçlandırma kampanyası münasebetiyle, üstelik Türk devlet geleneğimize müzahir olarak partimizin önüne dikilen ağaçlardan esinlenerek; köknar ağacı yürütme, mavi ladin ağacı yasama, sedir ağacı bağımsız yargı sedir olarak simgeleştirilmiştir.

Bununda yanında en tepede Cumhurbaşkanı, aşağıdaki iki köşesinde de Cumhurbaşkanı Yardımcısı olabileceği siyasi bir önerme olarak gündeme gelmiştir. Türkiye’mizi yoran, yıpratan, enerjisini çalan, fahiş mahiyetli sosyal ve ekonomik maliyetlere neden olan etnik ve mezhep temelli dayatmalara karşı Terörsüz Türkiye’nin adım adım ilerlediği bir dönemde, iki Cumhurbaşkanı Yardımcısından birisinin Alevi, diğerinin de Kürt olabileceği değerlendirilmiştir.

resim-2025-07-21-194707456.png

"TEKLİFİ KARALAMAK FIRSATÇILIKTIR"

Bu fikri ve siyasi teklifi Lübnan’la ilişkilendirmek bir defa çarpıtma ve samimi bir düşünceyi kasten saptırmadır. Türkiye’yi, Lübnan veya benzeri bir başka ülkenin karmaşık ve kaotik istikrarsız yapısına çevirmeye gücü yetecek, buna cesaret ve teşebbüs edecek hiç kimse olamaz, olamayacaktır. Beyrut gecelerine özlem duyan bohem ve buhranlı siyaset düşüklerinin tarih ve kültür esasına dayanarak paylaşılan bir teklifi karalama ve terörize etme çabası acınası bir fırsatçılıktır.

Cumhuriyet Halk Partisi on yıllar boyunca Alevi kardeşlerimizi siyaset malzemesi yapmış, Kürt kardeşlerimiz üzerinde de oyunlar kurulmuştur. Pek çok telkin ve tezvirata rağmen ne Aleviler, ne de Kürtler düşmanca planlanan tuzaklara çok şükür düşmemiştir. Kimsenin önüne geçen yoktur, engel çıkaran yoktur.

"TÜRKİYE CUMHURİYETİ HUKUK DEVLETİDİR"

Kaldı ki ister Alevi, ister Kürt olsun, herhangi bir Cumhurbaşkanı adayının yüzde 50 oy nisabını geçtikten sonra vaki demokratik ve milli irade hükmünü yok sayacak, tecelli eden meşruluğu tartışmaya açacak birisinin çıkması da düşünülemeyecektir.

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Üstünlerin değil, hukukun üstünlüğü hakim ve havidir. Kökeni, mezhebi, yöresi ve anasının dili ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes hukukun karşısında bir ve eşittir.

"ALEVİ DE BİZİM, KÜRT DE BİZİMDİR"

Aynı zamanda Türk milletinin şerefli mensuplarıdır. Kimsenin kimseden bir ayrıcalığı ve imtiyaz içeren bir farklılığı yoktur.

Alevi de bizim, Kürt de bizimdir. Cami de bizim, Cemevi de bizimdir. Biz hep birlikte Türk milletiyiz. Biriz, beraberiz, kardeşiz, çok büyük bir aileyiz. Herkes bizse, biz de kardeşsek dürüst ve sorumlu hareket etmemiz milli namusumuzun gereğidir. Piyonlaşmış bozguncular, suyu bulandıranlar, sipariş senaryolara figüranlık yapanlar, bu suretle Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik, inanan-inanmayan kutuplaşmasına çanak tutanlar da bu muazzam ailenin üvey evlatlığına bile layık olmayan çürüklerdir.

Kaynak:ekoltv.com.tr