Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan KKTC dönüşü önemli açıklamalar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kıbrıs Barış Harekatı'nın 51'inci yılı sebebiyle bulunduğu KKTC ziyareti sonrası gazetecilerle söyleşi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan KKTC dönüşü önemli açıklamalar!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Güney Kıbrıs'ta iki siyasi partinin Rum Yönetimi liderini ziyaret etmesi ve Türkiye'yi uluslararası kurumlara şikayet etme talepleri hakkında Erdoğan, bu girişimlerin marjinal olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının iradesini yansıtmadığını belirtti. Erdoğan, "Benim Güney’e böyle bir ziyaret düşüncem söz konusu değil. Çünkü onlar nasıl KKTC’yi bir devlet olarak kabul etmiyorlarsa biz de Güney Kıbrıs'ı bir devlet olarak kabul etmiyoruz. Dolayısıyla benim kitabımda onlarla böyle bir görüşmenin yeri yok" ifadelerini kullandı.

KIBRIS POLİTİKASINDA TAVİZSİZ DURUŞ

Kıbrıs Türk halkının Türkiye'nin garantörlüğünü ve Ada'daki meşru varlığını tartışmaya açmayacağını vurgulayan Erdoğan, Rum tarafının çözüm istemediğini defalarca gösterdiğini ve Kıbrıs Türkünü kendi vatanında parya yapmak istediklerini dile getirdi. Erdoğan, Kıbrıs'ta çözümün anahtarının iki devletli çözüm olduğunu ve bundan taviz verilmeyeceğini yineledi. "Türkiye’nin Kıbrıs politikası nettir, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini ve güvenliğini garanti altına almayan hiçbir sürecin içinde olmayız" dedi.

SURİYE'DE KRİTİK SÜREÇ

Suriye'deki ateşkes süreci ve Türkiye'nin katkıları hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın "dik bir duruş sergilediğini" ve şu ana kadar herhangi bir tavizinin söz konusu olmadığını ifade etti. İsrail'in bölgeyi ateşe atma gayretine karşı Suriye'nin ihtiyatlı bir şekilde süreci devam ettirdiğini belirten Erdoğan, Suriye'nin 2 bin 500 kadar askeriyle bölgeyi kontrol altına aldığını ve Güney'de hakimiyet tesis edildiğini söyledi.

Erdoğan, Suriye halkının geçmişteki acılardan ders çıkarıp oyunlara gelmeyi düşünmediğini vurgulayarak, "Burada Dürzilerle diğer kesim arasındaki uzlaşıyı sağlamış vaziyetteler. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara burada bana göre çok olumlu bir adım attı. Kendisiyle yaptığım telefon görüşmesinde bu duruşunu konuştuk. Kendisinden bizden talebi nedir, ne değildir bunları öğrendik. Kendilerine her türlü desteği vereceğimizi de söyledik" dedi.

Süveyda'daki duruma da değinen Erdoğan, 2 bin 500 kişilik hafif silahla donatılmış gücün Süveyda'ya gitmesine izin verildiğini, Amman'daki toplantıların devam ettiğini ve Aşiret reisleri, Ürdünlüler ve ABD Özel Temsilcisi'nin Türkiye ile sürekli temas halinde olduğunu aktardı. Erdoğan, bir Dürzi fraksiyonun İsrail ile hareket etmesi nedeniyle zaman zaman çatışmaların devam edebildiğini ancak diğer tarafların ateşkese gönüllü olarak uymaya "evet" dediklerini belirtti. Erdoğan, İsrail'in bölgede istikrar istemediğini ve provokasyonlara devam ettiğini vurgulayarak, "Biz kararlıyız, Ahmed Şara'yı Suriye'de yalnız bırakmayacağız. Suriye'nin parçalanmasını istemiyoruz, Suriye’nin yeniden toparlanmasını biz ülkemiz için de olumlu görüyoruz" diye konuştu. Ülkedeki Suriyelilerin gönüllü geri dönüşlerinin başladığını ve bu dönüşleri hızlandırmak için her türlü desteği vereceklerini söyledi.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" HEDEFİNDE KARARLILIK

"Terörsüz Türkiye" hedefiyle atılan adımlar hakkında bilgi veren Erdoğan, silah bırakma sürecinin başladığını ve ilgili birimlerin gerekli takipleri yaptığını kaydetti. Komisyon konusunda görüşmelerin nihai aşamaya geldiğini ve yakında Meclis zemininde ilerleme yaşanacağını belirten Erdoğan, "Biz terörsüz bir geleceği inşa etmekte kararlıyız. Hedefimize ulaşmak için ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve sonuçta nereye varacağımızı çok net bir biçimde biliyoruz" dedi. İmralı'nın bu süreçle ilgili her türlü desteği verdiğini ifade eden Erdoğan, YPG'nin duruşunun değişkenliğe uğrayabileceğini ve Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın duruşunun olumsuz bir araya gelişleri ortadan kaldırdığını dile getirdi.

SAVUNMA SANAYİİNDE YENİ MÜJDELER YOLDA

Türkiye'nin savunma sanayiindeki atılımlarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde kaybedilen zamanı telafi etmek için yoğun çaba sarf ettiklerini ve atılan adımların verimli sonuçlar oluşturduğunu söyledi. Gelinen noktanın önemli ancak yeterli olmadığını belirten Erdoğan, "Gücümüze güç katacak adımlar planlıyor ve süratle atıyoruz. Savunma sanayii şirketlerimizin altyapı hamleleri, nanoteknolojik tesis yatırımları devam ediyor. Hedefimiz, savunma alanında tam anlamıyla kendimize yetmektir" dedi.

KAAN, AKINCI, ALTAY, HÜRJET, ATAK, TCG ANADOLU gibi yerli ve milli savunma sistemlerini sıralayan Erdoğan, insansız hava araçlarıyla Türkiye'nin dünyada adından söz ettiren bir ülke konumunda olduğunu vurguladı. Zırhlı taşıyıcılarda ve fırkateynlerde de önemli bir konumda olduklarını belirten Erdoğan, "Siparişler devamlı geliyor. Biz şu anda siparişleri yetiştiremiyoruz. Pakistan'a varıncaya kadar birçok ülkeden bize ciddi siparişler var" diye konuştu.

TCG ANADOLU'nun ikinci ve daha üst versiyonunu yapmak için İspanyollarla görüştüklerini ve olumlu yanıt aldıklarını açıklayan Erdoğan, "İnşallah bu yeni uçak gemisini 2-3 senede bitirip onunla da yola devam etmeyi planlıyoruz" dedi. Jet uçakları alımı konusunda İngiltere ve Almanya ile de görüşmelerin olumlu seyrettiğini ve jet uçaklarını bir an önce alacaklarına inandığını ifade etti.

AB İLİŞKİLERİNDE BEKLENTİ: ADİL VE EŞİTLİKÇİ YAKLAŞIM

"Terörsüz Türkiye" sürecinin AB ile müzakerelerdeki engelleri kaldıracağını belirten Erdoğan, Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin canlandırılması ve ilerletilmesi için bir gün bile beklenmemesi gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği'nden adil ve eşitlikçi bir yaklaşım beklediklerini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye’ye karşı konulan siyasi bariyerler acilen kaldırılmalıdır" dedi. AB'nin Türkiye gibi dinamik ve çözüm odaklı bir üyeye olan gereksinimini görmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Daha önce de söylediğim gibi AB için köprüden önce son çıkış Türkiye’dir. Dünya değişiyor, Avrupa değişti bile. Köhnemiş, saplantılı siyasi anlayışların etkisinden sıyrılmak, Avrupa Birliği için yeni dönemi kavrayan ve Birliği geleceğe taşıyan bir hamle olabilir. Biz Türkiye olarak tam üyeliğe hazırız" diye konuştu.

GAZZE'DE SOYKIRIMCI İSRAİL YÖNETİMİNE SERT TEPKİ

Gazze'deki insani drama dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze halkının teslim olmadığını ve teslim olmayacağına inandığını söyledi. İsrail'i "gözü dönmüş bir canavar gibi her yana saldıran" olarak nitelendiren Erdoğan, "Biz Gazze’yi gündemimizden hiç düşürmedik ve düşürmeyeceğiz. Gazze’nin yanında yer almaya devam edeceğiz" dedi. Erdoğan, ateşkes görüşmelerindeki üç temel konuyu şöyle sıraladı:

"Birincisi; İsrail askerleri ateşkes sonrası nerede, hangi geri çekilme bölgelerinde duracaklar? İkincisi; halihazırda 'gıda yardımları nasıl dağıtılacak?' konusunda Hamas ile İsrail tarafı tam bir mutabakata varabilmiş değiller. Üçüncüsü; 60 günlük ateşkes sağlanırsa, rehineler verildikten sonra ateşkesin devam edeceği konusunda İsrail’in bir taahhütte bulunması gerekiyor. Hamas’ın talebi bu. İsrail de bunu yapmak istemiyor."

"PAZARLIK SÜRECİ DEVAM EDİYOR"

Erdoğan, Amerika, Mısır ve Katar'ın Türkiye'nin de desteğiyle bir orta yol bulmaya çalıştığını belirterek, ateşkesin kalıcılığına ilişkin bir taahhüt alınamazsa Hamas'ın bunu kabul etmesinin bir tercih olacağını ve bu konuda ciddi bir pazarlık sürecinin devam ettiğini söyledi.

ZENGEZUR KORİDORU BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİ SİMGESİ OLACAK

Zengezur Koridoru'nun sadece Azerbaycan, Ermenistan ve Türkiye'ye değil, bölgedeki diğer ülkelere de fayda sağlayacağını belirten Erdoğan, bu hattın jeoekonomik boyutu itibarıyla son derece önemli olduğunu vurguladı. Hattın bölgeler arası ticareti canlandıracağını ve bir anlaşmazlık kaynağı değil, bir mutabakat simgesi haline gelmesinin temel beklentileri olduğunu söyledi. Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Zengezur'a büyük önem verdiğini ve hattı bir an önce hazırlayıp bölge için kullanmak istediğini dile getirdi.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE" İLE İÇ CEPHE GÜÇLENECEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İç cephe vurgumuz, 'Terörsüz Türkiye' hedefimiz ve 'Kudüs ittifakı' çağrımız, Türkiye’nin yeni yol haritasının ana eksenleri olarak öne çıkıyor" dedi. Bu üç başlığın hem iç hem dış siyasette Türkiye'ye yön çizeceğini ve kalkınmaya sosyokültürel katkılar sağlayacağını ifade etti. Erdoğan, terörün ülkeye maliyetinin 2 trilyon doları aştığını belirterek, bu kaynakların artık daha verimli ve katma değerli yatırımlara harcanacağını söyledi. "İşçiye, emekliye, memura, sanayiciye, tüccara çiftçiye gidecek. Böylelikle terörün zemin bulmasını engelleyecek, ekonomik kaynaklarımızı terörle mücadeleye değil, üretim ve teknolojiye inşallah kaydıracağız" diye konuştu.

AİLE YILI VE NÜFUS POLİTİKASI VURGUSU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2025 Aile Yılı" ve "Aile ve Nüfus 10 Yılı" hakkında da konuştu. Doğurganlık hızının 1,5'in biraz altına düşmesinin "hayra alamet olmadığını" belirten Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na çalışmalarını yoğunlaştırma talimatı verdiğini söyledi. Nüfus meselesinin Türkiye için stratejik bir konu olduğunu vurgulayan Erdoğan, hükümet olarak nüfus artışını teşvik için adımlar atmayı sürdüreceklerini belirtti.

"Doğru teşviklerle doğurganlıkta yeniden artış sağlayabilecek bir toplumsal potansiyele sahibiz" diyen Erdoğan, "Aile ve Nüfus 10 Yılı" programının sadece maddi destek değil, aynı zamanda aile kurumunu güçlendiren sosyokültürel projeleri de kapsadığını söyledi. Son olarak kadın ve erkek memurlara tanınan doğum veya evlat edinme sonrası yarı zamanlı çalışma hakkını kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlattı.