Uyku apnesine karşı doğal yöntem bulundu: Sır deniz kabuğunda!
Uyku apnesi, dünya çapında yaklaşık olarak bir milyar yetişkini etkiliyor. Bu durum, uyku esnasında nefes almada duraklamalarla kendini gösteriyor. Hindistan’da yapılan randomize kontrollü bir deneyde, orta şiddette uyku apnesi olan 30 katılımcının yarısına deniz kabuğunu trompet gibi üfleme pratiği (shankh egzersizi) verildi. Diğer yarısına ise burundan derin nefes alıp ağızdan yavaş bırakma alıştırması yaptırıldı. Sonuçlar ise dikkat çekiciydi. Deniz kabuğu üfleme grubundaki katılımcılar, ertesi gün daha dinlenmiş şekilde uyandıklarını ve daha kaliteli uyuduklarını bildirdi.
DENİZ KABUĞU ÜFLEMEK UYKU APNESİNİ HAFİFLETİYOR
Hindistan’ın Jaipur kentindeki Eternal Heart Care Center ve Araştırma Enstitüsü’nden göğüs hastalıkları uzmanı Krishna K. Sharma, “OUA’nın (uyku apnesi) standart tedavisi, CPAP cihazı ile gece boyunca hava yolunu açık tutmaktır. Ancak birçok hasta bunu rahatsız edici buluyor ve düzenli kullanmakta zorlanıyor. Deniz kabuğu üfleme gibi nefes egzersizleri faydalı bir alternatif olabilir” dedi.
Deney esnasında katılımcılar, haftada beş gün, on beş dakika boyunca shankh ile üfleme pratiği yaptı ve öncesinde yoga eğitimi aldı. Sharma, egzersizin detaylarını şöyle açıkladı:
“Shankh üfleme, derin bir nefes alıp dudaklardan güçlü ve sürekli bir nefes vermeyi içeriyor. Bu hareket, boğaz ve yumuşak damak kaslarını güçlendiriyor; OSA’lı kişilerde uyku sırasında bu kaslar sıkça çöker.”
GÜNDÜZLERİ %34 DAHA AZ UYKULU HİSSETTİLER
Altı ay sonra, deniz kabuğu üfleyen grup, derin nefes alan gruba göre gündüzleri %34 daha az uykulu hissettiklerini bildirdi. Uyku monitörleri de, bu grubun gecede beşe kadar daha az apne yaşadığını ve kan oksijen seviyelerinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Kaygının (anksiyete) bozukluğa dönüştüğünü nasıl anlarsınız? İşte kaygı bozukluğunun 8 işareti!
Sharma, deneyin küçük olduğunu ama sonuçların klinik açıdan anlamlı olduğunu belirtti. Araştırma ekibi, shankh üflemenin CPAP gibi standart tedavilerle karşılaştırılmasını ve OSA’nın daha şiddetli formlarında etkinliğini incelemek için daha geniş katılımlı yeni çalışmalar planlıyor.
