Kusma ve ishal vakalarında patlama: Çocuklarda hayati risk!
Türkiye genelinde son haftalarda hızla artan mide-bağırsak enfeksiyonları, özellikle çocuklar arasında ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Yüksek sıcaklıklar, hijyen koşullarındaki zafiyet ve açıkta satılan gıdaların yaygınlaşmasıyla birlikte kusma, ishal ve ateş şikayetlerinde büyük artış yaşanıyor. Ekol TV’den Senem Uluhan’a konuşan uzmanlar, artan vakaların büyük bölümünün viral enfeksiyon kaynaklı olduğuna dikkat çekti. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Fatih Fakirullahoğlu ile Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan, ailelerin bu dönemde nelere dikkat etmesi gerektiğini detaylıca anlattı.
CİDDİ BİR DURUMUN HABERCİSİ
Kusma, ishal ve ateşin birlikte görülmesi hangi hastalıkların habercisi olabilir?
Doç. Dr. Asuman İnan’a göre yetişkinlerde kusma, ishal ve ateş, genellikle bir enfeksiyonun belirtisi olarak ortaya çıkar. Özellikle yaz aylarında daha sık görülen akut gastroenteritler, yani mide-bağırsak iltihaplanmaları, bu şikayetlerin en yaygın nedenleri arasında yer alır. Bunun yanı sıra, ani başlayan kusma ve ishalle kendini gösteren besin zehirlenmeleri de oldukça sık rastlanan durumlardır.
Daha nadir olmakla birlikte, tifo ve kolera gibi ciddi bakteriyel enfeksiyonlar da benzer bulgulara yol açabilir. Özellikle yüksek ateş, kanlı ishal ve şiddetli halsizlik gibi belirtiler görülüyorsa, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması büyük önem taşır.
YAZ AYLARINDA ARTAN RİSK: ABUR CUBUR VE SOKAK GIDALARI
Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Fatih Fakirullahoğlu, sıcak havaların bazı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle yaz aylarında artan sıcaklıklar, bakteri ve virüslerin gıdalar üzerinde daha hızlı çoğalmasına zemin hazırlıyor. Bu durum, özellikle çocuklar açısından ciddi sağlık riskleri doğurabiliyor.
Dr. Fakirullahoğlu, çocukların en çok tüketmeyi sevdiği abur cuburların yanı sıra açıkta satılan ve hijyen koşullarına dikkat edilmeyen yiyeceklerden mutlaka uzak durulması gerektiğini vurguluyor. Sokakta uzun süre beklemiş, üzeri açık bırakılmış ya da güneş altında kalan gıdaların tüketilmesi; mide bulantısı, kusma, ishal ve hatta gıda zehirlenmeleri gibi sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
KLİMALAR VE ENFEKSİYONLAR ARASINDAKİ İLİŞKİ
Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte klima kullanımı yaygınlaştı. Viral enfeksiyonlar klima aracılığıyla bulaşabilir mi?
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Asuman İnan, klimaların doğrudan viral enfeksiyon kaynağı olmadığını, çünkü virüslerin canlı hücre dışında çoğalamayacağını belirtiyor. Ancak bakımı yapılmayan, filtreleri kirli klimalar; toz, mikroorganizma ve alerjen birikimiyle solunum yolu şikâyetlerine veya ciddi akciğer enfeksiyonlarına yol açabilir. Bu nedenle klimaların düzenli temizliği ve bakımı şarttır. Grip gibi virüslerin bulaşması ise doğrudan klima yoluyla değil, kapalı ortamlarda hasta kişilerin öksürük ve hapşırıkla yaydığı damlacıklarla olur.
ÇOCUKLARI ŞİDDETLİ İSHALDEN KORUYAN ROTAVİRÜS AŞISI
“Rotavirüs aşısı, bebek 6 haftalık olduktan sonra uygulanmaya başlanabilir; ancak ilk dozun en geç 3,5 aylıkken yapılmış olması gerekir.”
Çocuklarda Rotavirüs aşısının önemi bu dönemde artıyor mu? Aşısız çocuklar bu enfeksiyon sürecini nasıl geçirir?
Dr.Fakirulağoğlu yaz aylarında mide-bağırsak enfeksiyonlarının artması nedeniyle Rotavirüs aşısının önemini daha da öne çıktığının altını çiziyor. Rotavirüs, özellikle küçük çocuklarda şiddetli ishal ve ciddi sıvı kaybına neden olabilen en yaygın viral etkenlerden biridir.
Aşı yapılan çocuklar bu hastalığı ya çok hafif geçirir ya da hiç etkilenmezken, aşısız çocuklarda hastalık daha ağır seyredebilir ve bazen hastaneye yatış gerektirecek düzeyde sıvı kaybı yaşanabilir. Bu nedenle Rotavirüs aşısı, çocuklar için koruyucu sağlık açısından büyük önem taşır.
Doğru beslenme, hastalık sürecinin seyrini hafifletmede ve iyileşme sürecini hızlandırmada önemli bir rol oynar.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Asuman İnan, hastalık sürecinde öncelikli olarak vücuttaki sıvı ve elektrolit kaybının giderilmesi gerektiğini vurguluyor. Evde hazırlanan tuzlu ayran, şekersiz komposto ve çorba suları bu açıdan iyi seçeneklerdir. Bunun yanında, yağlı, kızartılmış, çok baharatlı, şekerli ve süt içeren gıdalardan kaçınılmalıdır çünkü bu tür besinler bağırsakları daha fazla rahatsız edebilir. Çiğ sebze ve meyveler ise iyi yıkanmadan tüketilmemelidir.
Haşlanmış pirinç, haşlanmış patates, muz ve az yağlı yoğurt gibi hafif ve sindirimi kolay besinler tercih edilmelidir. Ayrıca, hastalık sürecinde bol sıvı alımına özen gösterilmelidir.
