Canlı yayında duygusal anlar: Gözyaşlarını tutamadı! Ulu Önder Atatürk hakkında tüyleri diken diken eden hikaye...
Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, Ekol TV ekranlarında tarihin en büyük liderlerinden birini, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlattı. Dr. Naim Babüroğlu'nun konuşmaları sırasında programın sunucusu Pınar Işık Ardor duygusal anlar yaşayarak gözyaşlarını tutamadı.
EŞİ BENZERİ OLMAYAN TEK LİDER: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Dr. Naim Babüroğlu, dünyanın 5 bin yıllık yazılı tarihinde eşi benzeri olmayan tek bir liderin var olduğunu belirterek, "Mustafa Kemal Atatürk. Yattığı yerden ülkesini yönetmeye devam ediyor. Milletini yönetmeye devam ediyor. Ve hey! Her siyasi yelpazede insanın, her yaştaki insanın, kadın erkek yüreğinde daha fazla kökleşiyor." dedi. Atatürk'ü "Tarihin kıskandığı lider" olarak tanımlayan Babüroğlu, onun Selanik'te halktan biri olarak doğduğunu, adının Mustafa olduğunu, sonrasında Mustafa Kemal, Gazi Mareşal Mustafa Kemal olduğunu aktardı. Türk milletinin ona Atatürk dediğini, mazlum ulusların ise onu Ataşark bildiğini dile getirdi.
MİLLİ MÜCADELE VE CUMHURİYETİ'NİN KURULUŞU
Atatürk'ün askeri ve siyasi dehasına dikkat çeken Babüroğlu, "34 yaşında Çanakkale'de Truva'nın ve Hector'un intikamını aldı. 38 yaşında milli mücadeleyi başlattı. İdama mahkum edildiğinde 39 yaşındaydı." ifadelerini kullandı. Babüroğlu, Atatürk'ün 40 yaşında 238 yıllık Türk çekilmesini ve toprak kaybını Sakarya Nehri batısında durdurduğunu, 41 yaşında işgalcilerin hayallerini yerle bir ettiğini vurguladı. 42 yaşında ise Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu ifade eden Dr. Babüroğlu, Atatürk'ün bu eseriyle 'Ümmeti millet, kulu değerli birey yaptığını' söyledi.
"HAYATI BOYUNCA HEP YALNIZDI"
Babüroğlu, Fikriye ve Latife'nin paylaşamadığı Başkomutanın aslında hayatı boyunca hep yalnız olduğunu dile getirerek, evliliğinin "fırtınalı denizde bir yolculuk" olduğunu belirtti. "Onun en güzel anları hüzün doluydu. 'Bunalıyorum çocuk, büyük bir acı içinde bunalıyorum' dediği günler oldu, gözyaşlarını tutamadığı anlar oldu. Yolculuğu engeller ve nankörlüklerle doluydu." ifadelerini kullandı. Atatürk'ün "Beni hatırlayın" isteklerinin aslında bir veda olduğunu, "Ölüm demek böyle olacak kızım" sözlerinin ise sona yaklaştığının bir itirafı olduğunu anlattı. Son anını, "ulu bir çırağının köklerinin sökülmesi misali devlerin savaşında son perdeydi" sözleriyle tasvir etti ve en büyük eseri Cumhuriyeti Türk gençliğine emanet ettiğini aktardı. Atatürk'ü, Büyük İskender, Sezar, Napolyon'un kıskandığı bir savaşçı ama tepeden tırnağa bir insan olarak nitelendirerek, sevdaları, sevdiği kadınlar ve aşkları olduğunu da sözlerine ekledi. En yakın arkadaşının sigarası ve kahvesi olduğunu, ağaç sevgisi, kitap aşkı ve millete sevdasının zirvede olduğunu belirtti. Hayatında en çok ilgilendiği iki konunun evliliği ve hastalığı olduğunu kaydetti.
İşte Cumhuriyet'in iz bırakan kadınları!
SAVAŞTA YENDİĞİ DÜŞMANIN SAYGI DURUŞU
Dr. Naim Babüroğlu, 10 Kasım 1938'de ölümsüzlüğe yürüyen Atatürk'ü, "Savaşın ustası, barışın efendisi, tarihin kıskandığı lider" olarak anarak, o gün yaşanan tarihi bir anektodu paylaştı. Atatürk'ün vefatının ardından 21 Kasım 1938'de Ankara'daki devlet törenine katılacağını, İngiltere'de hasta yatağında olan emekli Mareşal William Birdwood'un açıkladığını aktardı. Doktorların ayağının kesilme ve kan kaybından ölüm riski nedeniyle karşı çıkmasına rağmen, Birdwood'un inat ederek İngiliz hükümetinden izin aldığını anlattı.
YÜRÜYEMEYECEK HALDEYKEN ATATÜRK'ÜN NAAŞINI SELAMLADI
Babüroğlu, 75-80 yaşına dayanmış olan Mareşal William Birdwood'un, yürüyemeyecek durumda olduğu için naaşın Etnografya Müzesi'ne götürülüşü sırasında kortejde yürüyemediğini, İngiliz Büyükelçiliği tarafından güzergahtaki halk evi balkonuna yerleştirildiğini kaydetti. Mareşal'in üniformasını zorlukla giyerek, arkasına bir koltuk konulmuş ve şiş ayağının altına minder yerleştirilmiş vaziyette asasıyla Atatürk'ün geçişini selamladığını dile getirdi. Mareşal Birdwood'un kim olduğunu açıklayan Babüroğlu, "1915'te Çanakkale Savaşı'nda Mustafa Kemal'in karşısında savaşan, düşman olarak savaşan Anzakların komutanı Tuğgeneral William Birdwood. Savaşta yendiği düşmanın onun önündeki saygı duruşu 5 bin yıllık yazılı tarihte bir ilkti. Ölüm riskini göze alarak savaşta yendiği düşman onu selamlıyor. Muhteşemdir. Bu sadece tarihin kıskandığı lidere özgüdür bu. Başka olmaz." sözleriyle olayın önemini vurguladı. Dr. Naim Babüroğlu, bu nedenle Mustafa Kemal'in asıl doğum yılının 1915 olduğunu, çünkü Anafartalar Kahramanı olarak Türk milletinin huzuruna ve tarih sahnesine bu yıl adım attığını sözlerine ekledi.