Uzayda tarihi an! Dünya’ya 1300 ışık yılı uzaklıkta yeni bir güneş sistemi doğuyor!

Bilim dünyası, kozmik tarih yazıyor. Dünya’dan yaklaşık 1.300 ışık yılı uzaklıkta konumlanan ve Güneş’e benzeyen genç bir yıldız olan HOPS-315’in çevresinde yepyeni bir gezegen sisteminin oluşumuna dair ilk net kanıtlar ortaya çıktı. 4,5 milyar yıl önce Güneş Sistemi’nin doğuşuna benzeyen bu an, yıldızların ve gezegenlerin evrimini anlamada çığır açacak niteliğe sahip.
Uzayda tarihi an! Dünya’ya 1300 ışık yılı uzaklıkta yeni bir güneş sistemi doğuyor!

İki güçlü teleskopun iş birliğiyle elde edilen veriler, sıcak minerallerin uzak bir yıldızın çevresinde katılaştığı, gezegen doğumunun en erken evrelerini gözler önüne serdi. Bu çarpıcı bulgular, 16 Temmuz’da Nature dergisinde yayımlandı.

KOZMİK BİR İLK

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu’nun ilk sinyalleri, yıldızın yakın çevresinden gelen oluşumları ortaya çıkardı. Ancak bunun gezegen doğumu için yeterli olmadığını düşünen araştırma ekibi, Şili çölünde konumlanan ALMA teleskop dizisini devreye soktu. Bu gözlemler, sıcak gazların ve tozların yıldızın çevresinde protoplanet bir disk oluşturduğunu net bir şekilde gösterdi.

uzay.png

Michigan Üniversitesi’nden yıldız oluşumu uzmanı Edwin Bergin, “İlk kez gezegen oluşturacak katıların doğrudan izine rastladık. Bu, kendi Güneş sistemimizin doğuşuna ışık tutabilecek bir gelişme,” diyerek keşfin önemini vurguladı.

GEZEGEN OLUŞUMUNUN EN ERKEN ANLARI

Yeni görüntülerde, turuncu tonlarda karbon monoksit gazı yıldızdan kelebeğe benzer şekilde dışarıya süzülürken, mavi renkte parlayan silisyum monoksit jetleri, uzaya omurga gibi yayılarak çarpıcı bir görsel şölen sunuyor. Bu gazlar, zamanla kristal silikat minerallere dönüşüyor; tıpkı Dünya gibi kayalık gezegenlerin yapı taşlarını oluşturan mineraller gibi.

Araştırmalar, bu oluşum anının yalnızca 100.000 ila 200.000 yıl sürdüğünü ve oldukça nadir yakalanabildiğini gösteriyor. Bergin’e göre bu süreçte yalnızca mineraller değil, yaşamın temelini oluşturan organik maddeler de ortaya çıkıyor.

Gezegen oluşumu yalnızca bir çarpışma değil, sürekli bir hareket, sıcaklık ve dönüşüm hikayesi. Araştırmacılar, bu eşsiz süreci başka yıldız sistemlerinde de gözlemlemek için ALMA teleskoplarını tekrar kullanmayı planlıyor. Evrenin sırları birer birer açığa çıkarken, bu keşif gezegenlerin nasıl doğduğunu daha önce hiç olmadığı kadar net şekilde ortaya koyuyor.

Kaynak:livescience