Uzmanlar uyarıyor: Ağız sağlığınızı ihmal ederseniz kalbinizi tehlikeye atabilirsiniz!
Tampereli hekim Pekka Karhunen, “Koroner arter hastalığında bakteriyel bir rol olabileceği uzun süredir düşünülüyordu, fakat bunu doğrulayan net kanıtlar yoktu. Çalışmamız, aterosklerotik plakların içinde çeşitli ağız bakterilerinden gelen genetik materyalin (DNA) varlığını ortaya koydu,” dedi.
AĞIZ VE KALP SAĞLIĞI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Son yıllarda, ağız sağlığı ile kalp-damar sağlığı arasındaki ilişkinin giderek güçlendiği kanıtlandı. Bu bağ, araştırmacıları biyobelirteçler üzerinden bağlantıyı açıklamaya yöneltti.
Araştırmanın odak noktası, kalp krizinin başlıca nedeni olan aterosklerozdu. Bu durum, koroner arterlerde yağ, kolesterol, kalsiyum ve diğer maddelerin plaklar hâlinde birikmesiyle oluşur. Plaklar kan akışını daraltabilir ve yırtılma riski oluşturarak kalbe giden oksijenin azalmasına ve kalp durmasına yol açabilir.
Araştırmacılar, ani kalp ölümü geçiren 121 hasta ve koroner plak alınması için ameliyat edilen 96 hastadan örnekler topladı. Bu örnekler, mikropları tanımlamak için kantitatif polimeraz zincir reaksiyonu, belirli toksinleri saptamak için immünohistokimya ve gen ifade düzeylerini ölçen transkriptomik yöntemlerle analiz edildi.
Analizler, en yaygın olarak viridans streptokok grubuna ait ağız bakterilerinin biyofilmlerini ortaya koydu. Ani ölüm geçiren hastaların koroner plaklarının %42,1’inde, cerrahi müdahale geçirenlerin ise %42,9’unda oral streptokoklara rastlandı. Bakterilerin varlığı, şiddetli ateroskleroz, kalp hastalığı ve kalp krizinden ölümle özellikle plak yırtılması durumlarında güçlü bir ilişki gösterdi.
Biyofilmler genellikle plakların merkezinde, bağışıklık sisteminin ulaşamadığı bölgelerde bulunuyor. Hastaya ek stres faktörleri uygulandığında biyofilm iltihaplanabilir, plak yırtılabilir ve kalp krizi tetiklenebilir. Araştırmacılar, solunum yolu enfeksiyonları, kötü beslenme veya stres hormonu norepinefrin gibi faktörlerin iltihaplanmayı tetikleyebileceğini belirtiyor.
Ağız bakterilerinin kalp krizindeki rolünü netleştirmek için, bu bakterilerin plaklara nasıl ulaştığını ve tetikleyici faktörleri belirleyecek daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ancak sonuçlar, ağız sağlığının kalp sağlığı için düşündüğümüzden çok daha kritik olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye'de koronavirüs vakaları arttı: COVİD-19 yeniden alevlenme sürecinde
Araştırmacılar, makalelerinde, “Elde edilen bulgular, stabil yumuşak çekirdekli koroner ateromun, yırtılmaya meyilli plaklara ve semptomatik periferik arter plaklarına dönüşümünde, ateromun lipid çekirdeğini ve duvarını kolonize eden bakteriyel biyofilmlerin kronik enfeksiyon olarak katkıda bulunabileceğini göstermektedir,” ifadelerini kullandı.
Bu sonuçlar, miyokard enfarktüsünün oluşum mekanizmasına dair mevcut anlayışa katkı sağlıyor ve aterosklerozun ölümcül komplikasyonlarının tanı ve önlenmesinde yeni fırsatlar sunuyor.
