Fatih Çıtlak'tan televizyon ve sosyal medya içeriklerine eleştiri: Aileye saldırı var!
Ekol TV’deki “Dinle Hayat”ta Araştırmacı-Yazar Fatih Çıtlak, reyting uğruna üretilen içeriklerin aile yapısını hedef aldığını savundu. Çıtlak, sofra adabından üslup temizliğine, tüketim kültüründen medya etiğine uzanan geniş bir çerçevede uyararak, "Bakın aileye saldırı var" dedi.
'EĞLENCE' KILIFIYLA NORMALEŞEN DİL...
Çıtlak, hakaret ve alay üzerine kurulu programları “reyting” gerekçesiyle meşrulaştıran anlayışı eleştirdi: “Hocam bu eğlence sektörü… Mesele şu… Bu tamamen bir sahtekarlıktır" dedi. Tartışmanın "yapay" olarak kurgulandığını belirterek, “Arkadaşlar biraz tartışın reyting yapamıyoruz dedi.” sözleriyle perde arkasına dikkat çekti.
AİLENİN DOKUSU: SOFRA BİZDE BÖYLEDİR
Sofranın bir araya getiren, barıştıran niteliğini vurgulayan Çıtlak, “Sofra bizde böyledir.” diyerek paylaşmanın bereketini öne çıkardı. Peygamber sözlerine atıfla “En hayırlı yemek, ta’am, üstüne çok elin indiği yemektir" dedi; ailece kurulmuş sofraların manevi etkisini, “Ruhlar aleminde beraberdiriz çünkü" cümlesiyle anlattı.
HELAL–HARAM HASSASİYETİ VE ORTAK LOKMANIN 'SIRRI'
Aynı sofrayı paylaşmanın sadece biyolojik değil, manevi bir bağ kurduğunu söyleyen Çıtlak, “Allah sana temizini vermiştir istediğinde.” diyerek tercihin sorumluluğuna işaret etti. “Lokmanın paylaşılması demek… Ezelden bana yazılan lokmada berabersek, ruhen de yakın olduğumuzu gösterir" diyerek aile içi yemeğin “yakınlık” ürettiğini savundu.
Alkolün sofrada olmasını da eleştiren Çıtlak, "Kıl çıktı arkadaşlar kıl. Bitti yani" ifadesiyle sofrada basit bir “rahatsızlığın” bile iştahı kesebildiğini, haram-helal çizgisine ilgisizliğin insani ölçülerle de bağdaşmadığını söyledi.
ÜSLUP VE DİL: KÖTÜ SÖZ SAHİBİNİN!
Toplumsal dildeki hoyratlığa itiraz eden Çıtlak, "Kötü söz sahibinin" hatırlatmasını yaparak, hakaret ve küfrün bumerang etkisi oluşturduğunu belirtti. Aile içi konuşmalar için, "Birbiriyle konuşmayla alakalı sapkın… ilişkilerinde kurulduğu aile içi konuşmalar" diye uyarıda bulunarak, ev içi dilin toplumsal örüntüyü belirlediğini vurguladı.
TÜKETİM GÖSTERİSİ VE SOSYAL MEDYA!
Gösteriş odaklı paylaşım kültürünün yaygınlaştığını söyleyen Çıtlak, “Gösterme kardeşim" diyerek çağrıda bulundu. Aşırı tüketimi teşvik eden içeriklere tepki gösterip "İnsaf… al-imanun al-insafu nisfu d-din. İnsaf dinin yarısıdır" dedi. Gündelik sahnelerden örneklerle, gece yarısı “yeme-içme” kuyruklarını, gençlerin umursamaz tutumunu ve görünürlük yarışını eleştirdi.
“DÜNYEVİLEŞMEK BİR DİNDİR!”
"Dünyevileşmek bir dindir" diyen Çıtlak, bu hayat tarzının ibadet-ahlak ilişkisinin yerini aldığını ve aile bağlarını aşındırdığını söyledi.
ÖRNEKLERLE ETİK DUYARLILIK: BEREKET, HUZUR VE HAYA
Çıtlak, annesine gösterilen incelikten bir babanın evladına sevgiyle bakışına uzanan örneklerle “haya ve rikkat” çağrısı yaptı: “Babasının o bakışı… Allah onu bir insan hayatını kurtarmış gibi sevap yazar"; “Annemin sevdiği bir lokmayı yanlışlıkla yerim diye korkuyorum" sözlerini aktararak aile içi hassasiyetin değerini anlattı.
“REYTİNG UĞRUNA AİLEYE DOKUNMAYIN”
Ekranlarda aile mahremiyetini aşındıran içeriklere tepki gösteren Çıtlak, “Büyük sahtekarlık bu. Yapmamak lazım bunu. Dikkat etmek lazım.” dedi. Sabah kuşaklarında “yardım” görüntüsü altında reyting devşirildiğini öne sürerek, gerçek çözüm kanallarını da hatırlattı: “Aile Sosyal Yardım Bakanlığı… huzurlu bir eve yerleştirir… Alo fetvayı arayın.” çağrılarıyla izleyiciyi popüler ‘çözüm’ illüzyonundan uzak durmaya davet etti.
SOFRA VE ORTAMIN “SİRAYETİ”: “ESER MİKTARI” UYARISI
Çıtlak, “ortamın” da insana sirayet ettiğini anlatmak için benzetmeler yaptı: “Sütün içine bir damla… hepsine sirayet eder.” diyerek “eser miktarı” uyarılarını hatırlattı. Aynı sofrada helal-haram çizgisinin “paylaşılan lokma” üzerinden bütün bir aileye tesir edeceğini savundu.
MEDYA-REKLAM DÜZENİNE ELEŞTİRİ!
Sektörel ilişkilere dair sert bir iddia da dile getiren Çıtlak, “Bu sene bunlar, bunlar meşhur olacak… böyle bir sistem var mı? Correct. Aynen. It’s true.” sözleriyle reklam ve içerik ilişkilerine dikkat çekti; “Ağzında kuş tutsan…” diyerek “seçici körlük” eleştirisinde bulundu.
“SOFRA, HAYA VE İTİDAL” ÇAĞRISI
Yemek programlarında hakaret ve alayın normalleştirildiğini söyleyen Çıtlak, “Yemek yapılırken sövdürüyorlar… Yemeğe oturduğunda küfrettiriyorlar.” diyerek sofranın ruha ve iklime bağlı olduğunu hatırlattı. “Öfkeliyken yemek yapmayın.” ve “Bismillah demeyi bile unuttuk.” sözleriyle ev içi ritüellerin önemini yineledi.