Diyanet'ten 'su tasarrufu' hutbesi!

Son yılların en sıcak ve kurak günlerinin yaşandığı Türkiye'de, Diyanet İşleri Başkanlığı cuma hutbesinde "Suyumuzu israf etmeyelim" başlığıyla suyun önemine vurgu yaparak, israfın haram olduğunu belirtti. Kuraklık ve bilinçsiz tüketimin temiz su kaynaklarını azalttığına dikkat çekilirken, dünya genelinde su sıkıntısı nedeniyle göçlerin artması beklentisi dile getirildi.
Diyanet'ten 'su tasarrufu' hutbesi!

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan cuma hutbesinde, "Suyu dikkatli kullanmak, korumak, adilce paylaşmak hepimizin hem dini, hem insani, hem de vicdani bir sorumluluğudur. Suyu ölçüsüzce harcamak ise yaratılmış her bir canlının hakkını ihlal etmektir, israftır, haramdır." ifadelerine yer verildi.

"SUYUMUZU İSRAF ETMEYELİM"

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan cuma hutbesinde, son yılların en sıcak ve kurak günlerinin yaşandığı Türkiye'de, suyun israf edilmemesi gerektiği vurgulandı. "Suyumuzu israf etmeyelim" başlığıyla okunan hutbede, suyun varlığının kıymeti bilinmesi gereken en büyük nimetlerden biri olduğu belirtildi.

SUYA ERİŞİM HAKKI

Hutbede, suyun Yüce Allah'ın gökyüzünden indirdiği bir rahmet ve bereket kaynağı olduğu ifade edildi. "Su, sadece bireysel bir ihtiyaç değil aynı zamanda toplumsal bir haktır. Her insanın, hatta bütün canlıların sağlıklı ve yeterli suya erişme hakkı vardır. Zira insanlar su ile hayatlarını sürdürür, hayvanlar suyla can bulur, bitkiler suyla yeşerir." değerlendirmesi yapıldı. Suyun sınırsız bir kaynak olmadığına dikkat çekilerek, suyun dikkatli kullanılması, korunması ve adilce paylaşılmasının hem dini, hem insani, hem de vicdani bir sorumluluk olduğu vurgulandı. El yıkarken, diş fırçalarken, tıraş olurken, duş alırken, meyve ve sebzeleri temizlerken gereğinden fazla su tüketmenin israf olduğu belirtildi.

İSRAF VE KİRLİLİK: TOPLUMSAL SORUMLULUĞUMUZ

Evde, parkta, bahçede, tarlada, işyerinde, okulda veya sokakta, nerede ve hangi amaçla olursa olsun suyu gereksiz harcamanın israf olduğu ifade edilen hutbede, "Arazi sulamalarında zamana riayet etmemek, sulama sırasında kendi hakkı ile yetinmeyip başkasının suyunu gasp etmek, herkese ait olan suyu kendi menfaati için kaçak kullanmak, insanların hakkına girmektir, günahtır." ifadeleri kullanıldı. Ayrıca temiz su kaynaklarını zehirli atıklar, kimyasal gübreler, ilaçlar veya çöplerle kirletmenin, arıtma yapmadan atık suları nehirlere, göllere ve denizlere boşaltmanın insanların ve canlıların hayatını tehlikeye attığı ve haram olduğu belirtildi.

KURAKLIK, ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE BİLİNÇSİZ TÜKETİM TEHDİDİ

Hutbede, kuraklık, çevre kirliliği ve bilinçsiz tüketim sebebiyle temiz su kaynaklarının her geçen gün azaldığına dikkat çekildi. Bu durum karşısında toprağın çölleşmeden, ağaçların kurumadan, suların yok olmadan gerekli tedbirlerin alınması, suyun ölçülü ve dengeli kullanılması gerektiği vurgulandı. Su kaynaklarının korunmasına yönelik ağaç dikmek ve yeni ormanlar oluşturmak gibi adımların önemi belirtilirken, sıcak günlerde hayvanlar için su kapları hazırlamanın da önemine değinildi. Hutbe, "Allah dağlarımıza, vadilerimize, ovalarımıza, susuz kalmış arazilerimize ve tüm bölgelerimize bol ve bereketli yağmurlar nasip eylesin. Gökten rahmetini, yerden bereketini eksik etmesin." duasıyla sona erdi.

DÜNYA GENELİNDE KURAKLIĞIN GÖÇ ETKİSİ

Kuraklık nedeniyle 2030 yılına kadar dünya çapında 135 milyon insanın göç etmesi bekleniyor. Kuraklık, iklim değişikliği ve kötü su yönetimi, dünya çapında Türkiye'nin de dahil olduğu 165'ten fazla ülkeyi etkileyen bir kriz haline geldi. Dünyada yaklaşık 2 milyar insan güvenli içme suyuna erişemiyor. Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi'ne göre, bu sürecin aynı hızla devam etmesi halinde 2050 yılına kadar 3 milyardan fazla insanın benzer bir durumla karşı karşıya kalabileceği, bir milyara yakın insanın göç etme zorunluluğunun ortaya çıkacağı tahmin ediliyor.

TÜRKİYE'DE KURAKLIK VE ÇÖLLEŞME RİSKİ

Bir tarım ülkesi olan Türkiye'de de kuraklık ve çölleşme riski giderek büyüyen bir problem haline dönüşüyor. Kuraklık, toprak bozulması ve çölleşme, küresel topluma her yıl yaklaşık 878 milyar dolara mal oluyor. Çölleşme nedeniyle her yıl toplam 100 milyon hektar sağlıklı arazi bozulurken, dünya üzerindeki arazilerin yaklaşık yüzde 40'ı bozulmuş durumda. Dünyada, toprak bozulmasının sıfırlanması için 2030 yılına kadar 1,5 milyar hektarlık toprağın restore edilmesi gerekiyor. 1 milyar hektardan fazla arazinin restore edilmesi halinde yıllık 1,8 trilyon dolar kadar gelir getireceği tahmin ediliyor. Bugüne kadar küresel girişimler kapsamında 1 milyar hektardan fazla arazinin restorasyonu için taahhüt verildi ancak bu hedefi gerçekleştirmek için 2030'a kadar en az 2,1 trilyon dolarlık yatırım gerekiyor.

Yaşam