Nihal Candan’ı ölüme götürdü: Prof. Dr. Nevzat Tarhan anoreksiya nervozayı anlattı

Sosyal medya fenomenini Nihal Candan’ın anoreksiya nervoza tedavisi gördüğü hastanede 23 kiloya kadar düşmesinin ardından yaşamını yitirmesi Türkiye’nin gündeminde. Ekol TV ekranlarına konuk olan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ölümcül psikiyatrik hastalık hakkında bilinmeyenleri anlattı.
Nihal Candan’ı ölüme götürdü: Prof. Dr. Nevzat Tarhan anoreksiya nervozayı anlattı

30 yaşındaki sosyal medya fenomeni Nihal Candan, anoreksiya nervoza teşhisiyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Nihal Candan 23 kiloya kadar düşmüş ve ailesinin beyanlarına göre organları hasar almıştı. Nihal Candan’ın ölümü anoreksiya nervoza hastalığını Türkiye’nin gündemine getirdi. Balçiçek İlter’in sunduğu Balçiçek ile Bu Gece programının konuğu Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan oldu. Tarhan, anoreksiya nervoza hakkında merak edilenleri anlattı.

ekran-goruntusu-2025-06-21-224455.png

“ANOREKSİYA BİR BEYİN HASTALIĞI”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Anoreksiya vakaları küresel olarak hızla artıyor, Türkiye’de de artıyor. Anoreksiya nervoza bir beyin hastalığı. Anoreksiya nervozada beynin beden imajını algılaması ile ilgili alan bozuluyor. Beyinde beden imajı ile ilgili alanlar var. Bazı kişilerde bununla ilgili genetik yatkınlık ve risk oluyor. Kişi 29 kilo olduğu halde bile kendisini 150 kilo gibi algılıyor. Yalan söylemiyor, onu hissediyor. Beyni oyun oynuyor ona” ifadelerini kullandı.

“İKNA VE TERAPİ İLE DÜZELMİYOR”

Tarhan, “Bu durum ikna ve terapi ile düzelmiyor artık. Yeme bozukluğu olarak bilinen hastalık grubunda başlangıçta, hafif dönemlerde çözümler çok kolay. İleri dönemlerde kişinin beyninin nöroplastisitesi bozulduğu için daha yoğun tedaviler gerekiyor. Beyindeki ağ bozuluyor burada” diye konuştu.

“GENETİK İNCELEME YAPIYORUZ”

Anoreksiya nervozanın biyolojik nedenini aktaran Nevzat Tarhan, “Bu tarz hastalara genetik inceleme de yapıyoruz. Beyinlerinde serotonin ve dopamin gen polimorfizma oluyor. Dopamini beyin hızla tüketiyor, stres altında beynin dopamin ihtiyacı artıyor. O kişi haz peşinde koşuyor. Hazza karşı zaafı oluyor. Bazı kişiler fiziksel görünümü kutsallaştıran bir kültürden geliyorsa bu öne çıkıyor. Bazı kişiler de madde kullanımı ile beyinde aynı etkiyi yapıyorlar” dedi.

“ALTYAPI MADDE KULLANANLAR İLE BENZER”

Tarhan, “Madde kullanan kişilerin beynindeki altyapı ile anoreksiya nervoza olan kişilerin beynindeki alt yapı çok benzer. Serotonin ile ilgili taşıyıcı gen yavaş çalışıyorsa beyinde o kişiler strese daha duyarlı oluyor. Ufak bir streste beyin serotonin yetersizliğine düşüyor. Ya depresyona giriyor ya anksiyeteye. Bunlar hastalık geni değil, risk geni. Bu işin biyolojik boyutu” ifadeleriyle sözlerini sürdürdü.

“HAZ ODAKLI FELSEFE ÖNE ÇIKIYOR”

Nevzat Tarhan, “Biyolojik yatkınlık olmadan da anoreksiya olabiliyor. Böyle durumlarda o kişinin yaşam felsefesi öne çıkıyor. Şu andaki hedenostik felsefe var, haz odaklı felsefe. 2 bin 500 sene önce Aristotoles söylemiş. Mutluluğu ikiye ayırıyor: Haz mutluluğu ve ödomanik mutluluk (anlam mutluluğu). Hedonistik mutluluk dopamin mutluluğu, ödomanik mutluluk serotonin mutluluğu beyinde” değerlendirmesinde bulundu.

Sağlık