117 yaşına kadar yaşadı: Günde 3 defa tüketiyordu! Uzun yaşamın sırrı bulundu mu?


Araştırmacılar, Branyas’ın bağırsaklarının onlarca yıl daha genç bir yetişkininki kadar çeşitli olduğunu keşfetti. Özellikle dayanıklılık ve uzun ömürle bağlantılı faydalı bakteriler açısından zengindi. Günlük yoğurt alışkanlığı ve Akdeniz diyeti, bu olağanüstü mikrobiyom çeşitliliğinde önemli rol oynamış olabilir.

MİKROBİYOM VE UZUN ÖMÜR
Hepimiz şanslı genlerle doğmayabiliriz, ancak mikrobiyomumuzu beslemek, yaşam boyu sağlığı desteklemenin etkili yollarından biri. Cell Reports Medicine dergisinde yayınlanan araştırma, 110 yaş ve üzeri bireyler üzerinde yapılan en detaylı çalışmalardan birini sunuyor. Branyas, ölümünden önce uzun ve sağlıklı yaşamının sırlarını keşfetmeye yönelik bu araştırmaya katıldı.

Genetik olarak Branyas, yaygın hastalıklara karşı koruma sağlayan bazı koruyucu varyantlar taşıyordu. Ancak araştırmacılar, genlerden bağımsız olarak kontrol edebileceğimiz bir faktöre de odaklandı: bağırsak mikrobiyomu.

Bağırsak mikrobiyomu, sindirimden vitamin üretimine, bağışıklık sisteminden beyinle iletişime kadar birçok süreci etkileyen bakteri, mantar ve diğer mikroorganizmalardan oluşur. Genler mikrobiyomu şekillendirmede sınırlı rol oynarken, beslenme ve yaşam tarzı çok daha belirleyici.

BRANYAS’IN MİKROBİYOMU
Normalde yaşlandıkça bağırsak mikrobiyomu çeşitliliği azalır ve özellikle Bifidobacterium gibi faydalı bakteriler düşer. Bu azalma genellikle kırılganlık ve sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilir.

Branyas’ın mikrobiyomu ise çok daha genç bir yetişkininki kadar çeşitliydi. Özellikle Bifidobacteriaceae ailesi ve Bifidobacterium cinsi açısından zengindi. Bu bakteriler, bağışıklığı destekler, gastrointestinal rahatsızlıklara karşı korur ve kolesterol düzenlenmesine yardımcı olur.

BESLENMENİN ROLÜ
Branyas, her gün üç yoğurt tüketiyor ve Akdeniz diyetini uyguluyordu. Bu diyet; zeytinyağı, sebze, meyve, tam tahıllar, balık ve baklagiller ağırlıklı, kırmızı et, işlenmiş gıda ve ilave şekeri minimumda tutuyor. Bu beslenme düzeni, hem mikrobiyom çeşitliliği hem de hastalık riskinin azalmasıyla defalarca ilişkilendirilmiş.

Bifidobacterium’u destekleyen diğer besinler arasında kefir, kombuça, kimchi ve fermente sebzeler yer alıyor. Ayrıca probiyotiklerin ihtiyaç duyduğu prebiyotikler, soğan, sarımsak, pırasa, kuşkonmaz, muz, yulaf ve baklagillerde bulunuyor. Probiyotik ve prebiyotikler birlikte dengeli bir mikrobiyomun korunmasına yardımcı oluyor.

UZUN ÖMÜR İÇİN TEK BİR REÇETE YOK
Branyas’ın sağlıklı ve uzun yaşamı, tek bir faktöre bağlı değil; koruyucu genler, verimli metabolizma, düşük inflamasyon ve çeşitli bir mikrobiyomun birleşimi sonucu ortaya çıktı. Bilim insanları hala “mükemmel mikrobiyomun” nasıl göründüğünü bilmiyor. Ancak çeşitlilik genellikle daha iyi sağlıkla ilişkilendiriliyor.

ÖĞRENİLECEK DERS
Branyas’ın hayatı, uzun yaşamın genetik, yaşam tarzı ve biyolojinin hassas dengesi ile mümkün olduğunu gösteriyor. Genlerimizi seçemesek de, bağırsak mikrobiyomumuza özen göstermek sağlıklı bir yaşam için atılabilecek anlamlı bir adım.

Taze yoğurt, kefir, kimchi ve lahana turşusu gibi fermente gıdaların yanı sıra prebiyotik açısından zengin meyve, sebze, baklagil ve tam tahılların tüketimi, mikrobiyomu desteklemenin basit ve etkili yolları arasında.