Kumarbaz ne anlatıyor? 'Babamın oynadığı kumar bize dram yaşattı

Ekol TV ekranlarına konuk olan yazar ve müzisyen Tuna Kiremitçi hayat hikayesini ve yeni polisiye romanı ‘Kumarbaz’ı anlattı.

Kiremitçi şu sözleri kullandı:

Kumarbaz 60'lı yılların çok ünlü bir zengininin; aynı zamanda da çok tutkulu bir kumarbazın Kuzey Kıbrıs'ta Girne'de ölü bulunmasıyla başlıyor. Aslında şüpheli bir ölüm vakası. Kuzey Kıbrıs Polis Müdürlüğü Ankara'dan yardım istiyorlar. Vefat eden kişi eski bir Türkiye Büyük Millet Meclisi Vekili. Bu yüzden de Ankara'dan bir savcıyla beraber Başkomiser Perihan Uygur Kıbrıs'a doğru yola çıkmış buluyor kendini. Oraya gittikten sonra anlaşılıyor ki aslında dosya kapatılsın diye bizimkilere verilmiş. Çünkü oradaki bazı güç dengelerini rahatsız etmeden, kimsenin ayağına basmadan bu dosyayı bir an önce kapatıp hasır altı etmek niyetinde birileri. Ancak Perihan Uygur, bu şüpheli ölümü aydınlatmadan Türkiye'ye dönmemeye kararlı. Daha sonra da olaylar birbirini kovaladıkça kumar ve kumarbaz motifleri birer mecaza dönüşüyorlar romanın içerisinde.

İKİLİ BİR KURGU

Yani insanın hayata bakışı, hayatın ne kadar kumar olduğu, şans faktörünün hayatımızdaki yeri, alınan riskler, bunun insanın duygusal hayatına ya da ilişkilerine olan yansıması gibi şeylere temas ediliyor. Başkomiser Perihan Uygur'un Ankaralı Savcı Yelda Kansu'yla beraber öldürüldüğünü düşündükleri yaşlı bir kumarbazın cinayetinin izini sürüşlerini İstanbul'da ve Kıbrıs'ta ikili bir kurgu halinde izliyoruz.

DOSTOYEVSKİ'YE NAZİRE OLSUN DİYE SEÇTİM

Kumarbaz biraz Dostoyevski'ye nazire olsun diye aslında seçmiş olduğum bir konu. Dostoyevski'nin bana göre tabii çok önemli avantajları var kendi kumarbaz romanıyla ilgili; birincisi kendisi ölü. Ölü olmak yazarlıkta çok büyük bir avantajdır. Çünkü siz ölüyseniz düşmanlarınız da ölüdür.

KENDİM OYNAMADIM AMA BABAMIN ALIŞKANLIĞI VARDI

Kumar benim çok ilgimi çeken bir konu. Kendim oynamadım hiç fakat aile dramları yaşadım babamın kumar alışkanlığı yüzünden. Bu yüzden kumarın insan ruhu için bir turnusol kâğıdı olduğuna inanıyorum. Yani Oğuz Atay'ın da bazı öykülerinde vardır. Sokakta barbut atanlardan bahseder ve ‘Asıl karakterler o anda ortaya çıkmıştı’ der. Yani bir insanın esas kişiliğinin ortaya çıktığı ve saydamlaştığı anlardan biri; onun kumar oynadığı anlar. Rahatça kişilik analizi yapabilirsiniz insanı o sırada seyrederken. Çünkü herkes kendi karakteri ne göre yani kendi meşrebine göre bir tavırla oynuyor onu. Bu yüzden de kumarbazlık Dostoyevski'nin romanını okuduğumdan beri beni çok ilgilendiren bir konudur.