Yüksek kâr vaadiyle büyük vurgun: Otel konseptiyle yüzlerce yatırımcıyı dolandırdılar

İstanbul merkezli inşaat şirketinin geliştirdiği “otel konsepti” projeleri, yüzlerce yabancı yatırımcıyı mağdur eden çok yönlü bir dolandırıcılık ağına dönüştü. Şirketin, “yüksek kazanç garantili risksiz yatırım” vaadiyle yabancı yatırımcılara sattığı rezidanslar, bugün hem hukuki hem cezai yüzlerce davaya konu oldu.
Yüksek kâr vaadiyle büyük vurgun: Otel konseptiyle yüzlerce yatırımcıyı dolandırdılar

Mar Yapı, 2019 itibarıyla İstanbul’un farklı noktalarındaki rezidans projelerinde yer alan yaklaşık 250 daireyi, Körfez ülkeleri, Rusya ve Çin’den gelen yatırımcılara pazarladı. Projede, yabancı yatırımcıların güvenip tanıdığı Wanda Vista ve Rotana gibi dünyaca ünlü otel markaları da kullanılarak yatırımcıların güveni kazanıldı. Dairelerin satışında “otel konsepti” ifadesi kullanıldı; yatırımcılara “bu daireleri bize geri kiralayacaksınız, biz otel gibi işleteceğiz, size 3 yıl boyunca yıllık 20.000–30.000 USD net kazanç garanti ediyoruz” denilerek satışlar yapıldı.

Piyasa değerinin 5 ila 6 katı fiyatla satılan daireler için, yüksek dolar getirisi, vatandaşlık hakkı ve risksiz yatırım algısı yaratıldı. İlk başta bazı yatırımcılara ödeme yapılması, sistemin çalıştığına dair güveni pekiştirdi. Ancak daha sonra bu ödemeler kesildi. Sonradan anlaşıldı ki, ödenen tutarlar gerçekten elde edilen otel gelirinden değil, yatırımcıların sisteme koyduğu paralardan karşılanmıştı.

PONZİ BENZERİ YAPI, GİZLİ TAPU ŞERHLERİ VE FİZİKİ ERİŞİM ENGELLERİ

Daha da vahimi, tapuların devrinden önce dairelerin üzerine Mar Yapı tarafından 13 yıllık "kira yükümlülüğü" şeklinde takyidatlar konulmuştu. Tapu kayıtlarına gizlenen bu şerhler sayesinde, daire sahipleri evlerini boşaltamıyor, satamıyor, kiraya veremiyor. Dairelerin başka kişilere satışında da alıcılar, bu takyidat nedeniyle caydırılıyor.

Yatırımcılar, projelerin mimari projeye aykırı olarak inşa edildiğini de tespit etti. Mesken olması gereken dairelerin aslında otel odası formatında yapıldığı, binalara girişin sadece Mar Yapı’nın kontrolündeki dijital anahtar sistemiyle sağlandığı ortaya çıktı. Dairelerin elektrik ve suyunun da ortak sayaçtan verildiği, bu sayaçların yine şirket kontrolünde olduğu anlaşıldı.

ALICILAR MAHKEMEYE GİTTİ, ŞİRKET SÖZLEŞMEYİ TANIMADI

Hakkını aramak isteyen daire sahipleri dava açtığında Mar Yapı, bu kişilere satış sözleşmesinde yer alan kendi imzalarını inkâr ederek savunma yaptı. Şirket, sözleşmelerin yetkisiz kişilerce imzalandığını ileri sürdü. Aynı sözleşmelere dayanarak yüzbinlerce dolar topladığı halde, sorumluluktan kaçmaya çalıştı. Tapu devri yapılmayan birçok yatırımcıya ödeme iadesi de reddedildi. Mahkeme kararına rağmen ödeme yapılmayan davalarda ise şirket banka teminat mektubu sunarak tahsilatı yıllarca erteledi.

SAVCILIK SORUŞTURMASI BAŞLADI

Yıllarca süren hukuki mücadelelerin ardından, bazı yatırımcılar son çare olarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık tarafından başlatılan nitelikli dolandırıcılık soruşturmasına bugüne kadar yaklaşık 50 mağdur ve onları temsil eden 10 ayrı hukuk bürosu katıldı. Soruşturma halen devam ediyor.

“BU AÇIK BİR YATIRIM DOLANDIRICILIĞIDIR”

Yaklaşık 40 adet mağduru temsil eden Av. Barış Erkan Çelebi sürecin bir ticari anlaşmazlık değil, organize bir suç olduğunu vurguluyor:

“Bu gibi olaylar ülkemizin menfaatlerine ve itibarına büyük zarar vermekte. Bu projede zarar görenlerin tamamı yabancı asıllı insanlar. Türkiye’ye güvenerek gelip yatırım yapmışlar. Yaşadıkları mağduriyeti çevrelerine anlatıyorlar ve bu da yabancı yatırımcıları ülkemize çekmek için yapılan çalışmaları olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla müvekkillerimizin mağduriyetine ilaveten ülkemizin itibarı için de olayın üstüne gidiyoruz. 38 müvekkilim adına hukuki süreç başlattık. Henüz kesinleşmiş bir ceza kararı yok, dolayısıyla masumiyet karinesi var. Ama biz bu yapılanların sistemli ve planlı bir şekilde yapıldığını, insanların iradeleri sakatlanarak onlara ağır maddi zararlar verildiğini mahkemede kanıtlayacağız.”
Şirketten kamuoyuna henüz herhangi bir açıklama yapılmazken, mağdurlar sosyal medyada oluşturdukları gruplarla seslerini duyurmaya çalışıyor. Projede adı geçen uluslararası otel markalarının bu süreçten haberdar olup olmadığı ise belirsizliğini koruyor.

otel.jpg