Yenidoğan Çetesi yargılanıyor: Doğduğunda gördüğü çocuğunun 2 saat sonra öldüğünü öğrendi

Para için bebeklerin canını hiçe sayan yenidoğan çetesi davasının bugün yargılanmasına devam edildi.
Yenidoğan Çetesi yargılanıyor: Doğduğunda gördüğü çocuğunun 2 saat sonra öldüğünü öğrendi

İstanbul'da bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 19'u tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın beşinci duruşması görüldü.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 19'u tutuklu 57 sanığın yargılandığı dava adliyenin konferans salonunda görüldü. Duruşmaya, suç örgütü elebaşı olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Öte yandan duruşmanın görüldüğü salonda yoğun güvenlik önlemleri de alındı.

"2 SAAT SONRA BEBEĞİN ÖLDÜ DEDİLER"

Duruşmada, bir müşteki ifade verdi. Hayatını kaybeden Kadan bebeğin annesi doğumunun sezaryen ile olduğunu söyleyerek, "Çocuğumu ilk doğduğunda görmüştüm. Sesini duydum, hatta fotoğraf da çektim. Sonra bebeği hemen benden aldılar. Doğuma kadar hiç sıkıntı yaşamadım. İki yıldır psikolojik tedavi görüyorum. Ben hastaneye güvendim. Doğumdan sonra doktorun yanıma gelip her şey yolunda dediğini hatırlıyorum. Doğumdan 2 saat sonra yanıma gelip bebeğimin öldüğünü söylediler” dedi.

AVUKATTAN OTOPSİ SORUSU

Sanık avukatlarından Burak Mengü müştekiye bebeğine otopsi yapılma talebinin olup olmadığı sordu. Müşteki, kendisine böyle bir şeyin sorulmadığıbı söyleyerek, "Sorulsaydı bebeğimin neden öldüğünü öğrenmek için her şeye hazırdım. Otopsi istememiş olsaydım şu an burada olmazdım” diye cevap verdi.

TANIKLARIN İFADELERİ ALINDI

Duruşmada tanık ifadeleri de alındı. Tanık Pınar Bayraktar, sağlık personeli olarak çalıştığını söyleyerek, "Biz yenidoğan sevki yapmadık. Benim dosyaya konu olayla ilgili görgüm yok." dedi. Bir diğer tanık Hasan Hüseyin Altay da iddiaya konu olan suçlarla ilgili bilgisi olmadığını söyledi.

Beyanların ardından görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Mahkeme heyeti, sanıklara tutukluluk devam talebine ilişkin beyanlarını sordu.

"BEN BASİT BİR DOKTORDUM"

Suç örgütü lideri iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Fırat Sarı da verdiği beyanında, olan biten her şeyi en başından bu yana anlattığını söyleyerek, "Soruşturma 2 yılı geçti. Tutukluluk sürecimiz 15 ayı buldu. Ben olan biten her şeyi tüm samimiyetimle anlattım. En başından bu yana 112'den rüşvet almadığımızı vermediğimizi ve usülsüz hasta alışımızın da olmadığını söyledim. Bu olanlar Sağlık Bakanlığı'nın hastaları hastanelere yanlış yönlendirmesinden oldu. Biz 112'nin 4 saatte gidemediği yerlere yarım saatte gittik. Bebek ölümleri bizim zamanımızda azaldı. Türkiye'nin sağlık sistemine dahil olmaktan hep gurur duydum. Sağlıktaki iyi durumumuz sahte uzman görüşü raporlarıyla bilimdışı bir şekilde bebek katili olarak lanse edildik. İnsanların bu olay yüzünden sağlık sistemine güveni kalmadı. Ben tutukluluğum başında bakanlığa dilekçe yazdım her şeyi anlattım. Bu soruşturma medyada inanılmaz söylemle yürütülüyor. Bu şekilde insanların sağlıkla ilgili güveni kalmaz. Ben basit bir doktordum. Bizi cani pozisyonuna soktular. Ben hiç dinlenmedim. Sesimi kimse duymadı. Ben her şeyi Sabxı Yavu engin'e de anlattım. Dosyada en trajik olan tape kayıtlarıdır. Tape kayıtları oluşturulurken tıbbi terminoloji eğitimi almış kimse yoktu. Doğru mu çevrildi nereden biliyoruz. Tapeler bizi suçlamak için bizzat oluşturulmuştur. Bu ülkenin en iyi şeyi sağlık sistemiydi. Bu olaydan sonra bitti. Tek kişilik hücredeyim. 2 saat havalandırma iznim var. Biz tutuklu değil miyiz? Ağırlaştırılmış müebbet koşullarından daha kötü koşulda kalıyorum. Yavuz Engin bana seni bebek ölümlerinden sorumlu tutmuyorum. Hastane sahiplerini öğrenmek istiyorum dedi." diye konuştu.

Duruşmada ifadelerin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, kalan sanıkların beyanda bulunması için duruşmayı 1 Temmuz Salı gününe erteledi.

İSTENEN CEZALAR

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Fırat Sarı için 10 bebeğin ölümü nedeniyle "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası isteniyor. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir'in ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.