Terörsüz Türkiye’ye geçiş sürecinin hukuku!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe adım atarken ihtiyaç duyduğu “geçiş süreci kanunu” üzerine dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Uçum, yeni düzenlemenin mevcut kanunlarda değişiklikle değil, özel bir kanunla hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Terörsüz Türkiye’ye geçiş sürecinin hukuku!

Türkiye’nin terörle mücadelede geldiği noktayı değerlendiren Mehmet Uçum, Pazar yazısında geçiş sürecinin hukuk boyutuna dikkat çekti. 2014’te çıkarılan 6551 sayılı kanunun bugünkü ihtiyaca yanıt vermediğini belirten Uçum, “Terörsüz Türkiye hedefi için özel, geçici ve özgün bir geçiş süreci kanunu çıkarılmalıdır” dedi.

Mehmet Uçum'un kaleme aldığı yazı şöyle;

TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİNİN HUKUKU!

Hukuksal Düzenleme İhtiyacı!

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun geçiş sürecinin hukukuna ilişkin bir perspektif oluşturması gerektiği ifade ediliyor. Burada kast edilen komisyonun kanun teklif taslağı hazırlaması değil, olası kanun teklifi için temel hukuk politikasını bir raporla ortaya koymasıdır.

Türkiye bu konuda 2014 yılında çıkan 6551 sayılı kanunla bir tecrübeye sahip. Cumhuriyet tarihinde geçiş dönemlerine özgü yapılmış başka kanunlar da var.

6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun terör örgütünün fesih ve silah bırakma koşullarını sağlamak içindi. Dolayısıyla yenilense dahi somut ihtiyaca tam uymaz. Bugün örgütün kendini feshettiği ve silahların yakılmasıyla silah bırakma aşamasına geçilen bir durum var. Bu duruma uygun yeni bir düzenleme yapılması çok daha doğru bir yaklaşımdır.

Yeni düzenlemenin ilgili kanunlarda değişiklik ve eklemeler yoluyla yapılması ileri sürülebilir. Ancak genel kanunlar içinde özel düzenlemeler yapmak eşitlik yönü dahil hukuki tartışma çıkarır. Bu yüzden mevcut duruma uygun ayrı ve özel bir ‘geçiş süreci kanunu’ çıkarılması en isabetli çözüm olur.

Geçiş Süreci Kanununun Özellikleri!

Terörsüz Türkiye’ye yönelik toplumsal bütünleşme ile maddi ve şekli ceza hukuku politikası geçiş sürecinin özelliklerine göre geliştirilmelidir. Buna göre kanuna ilişkin hukuk politikası unsurları şöyle sıralanabilir:

Teklik: Tüm ihtiyaçları ilgili genel kanunlardan ayrı tek bir özel kanunla karşılamak, ilave norm gerekirse bu kanuna ek yaparak ilerlemek bir çok açıdan doğru bir hukuk politikasıdır.

Geçicilik: Geçiş sürecinde uygulanan ve sürecin bitmesiyle sona eren geçici bir kanun olmalıdır.

Hususilik: Kanun özel kanun olmalı sadece münfesih terör örgütünün aktif ve destek unsurları olan kişileri kapsamalıdır. Bu husus norm olarak net ve tartışmaya kapalı yazılmalıdır. Anayasal eşitlik ilkesi aynı durumda olanlara aynı kuralları uygulamaktır. Farklı durumda olanlara farklı kurallar uygulanabilir. Bu nedenle münfesih terör örgütünün bu farklı durumunu dikkate alan özel bir kanun yapılması eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez.

Özgünlük: Kanunun içeriği Türkiye’ye has çatışma çözüm modeli olan Terörsüz Türkiye hedefinin özgünlüğüne dayanmalıdır. Terörün kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız sona erdirilmesi, demokratik alanın genişletilmesi, dar kimlik siyasetlerinin bitmesi, her mecrada ülke ve toplum esaslı siyasetin egemen olması ve demokrasinin güçlendirilmesi bu modelin ana karakteridir. Bu karaktere uygun özgün yönler hukuki yaklaşımın da temelini oluşturur.

Kapsayıcılık: Kanun geçişte ihtiyaç duyulan tüm hususları içermelidir. Bu kapsamda toplumsal ve ekonomik hayata katılım ve entegrasyon hukuku, ceza ve infaz hukuku ile sosyal hukuk öne çıkan ana konular olur.

Mutabıklık: Geçiş sürecinin en önemli gereklerinden birisi de, olabildiğince geniş veya yeterli toplumsal ve siyasal mutabakat sağlamaktır. Mutabakat konusunda komisyon çalışmaları önemli imkanlar sunabilir.

Genel İlkeler!

Geçiş süreci kanununa ilişkin genel ilkeler iki başlıkta ifade edilebilir.

Birincisi kanunun Anayasaya uygun olarak düzenlenmesi gereğidir. Anayasaya aykırılık oluşturacak yaklaşımları zorlamak sonuçsuz kalır ve geçiş sürecine zarar verir.

İkincisi geçiş süreci kanunu hazırlanırken Devlet, Ülke ve Millet hassasiyetlerine ve kırmızı çizgilere uygunluk temel bir kriter olarak dikkate alınmalıdır.

Sonuç:

Geçiş süreçleri hukukunun temel niteliği, geçişi başarıyla tamamlamak için gereken koşulları düzenlemektir. Geçiş sürecinde genel talepler ve haklar değil kapsamdaki kişiler için geçişi sağlayacak teknik ve pratik hukuki koşullar esastır. Geçiş süreci bittiğinde bu kişilerin mevcut hak ve yükümlülük sistemine entegrasyonu gerçekleşir. Devamında ulusal demokrasiyi güçlendirecek, hak ve özgürlükleri geliştirecek çalışmalar gündeme gelir ve sağlanacak mutabakatla hayata geçer.

Kaynak:EKOL TV