İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen “İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü” soruşturmasında hazırlanan iddianamede yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Belgelerde, örgüt içindeki nakit para akışının alt kademe çalışanlar aracılığıyla sağlandığı, şoförlerin çoğu zaman kurye gibi hareket ederek paraların gizlenmesi ve farklı adreslere ulaştırılmasında rol aldığı belirtildi.

NAKİT TRANSFERLERİNDE "TAŞIYICI ZİNCİR"

İddianamede, örgüt gelirlerinin rüşvet, irtikap ve ihaleye fesat karıştırma gibi suçlardan elde edildiği öne sürüldü. Bu paraların taşınması için ise “taşıyıcı zincir” adı verilen bir sistem kurulduğu, en önemli halkayı belediyede görevli şoförlerin oluşturduğu ifade edildi. Şüpheli şoförlerin, örgüt lideri ve yöneticilerinin yönlendirmesiyle nakit paraları taşıma, gizleme ve adreslere ulaştırma görevi üstlendiği aktarıldı.

İMAMOĞLU’NUN TELEFONLARI VE DELİL GİZLEME İDDİASI

İddianamede, şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun üç farklı cep telefonu hattı kullandığı, gözaltı sırasında bunlardan sadece birini teslim ettiği, diğer telefonların ise saklandığı belirtildi. Kolluk kuvvetlerince yapılan aramalarda, İmamoğlu’na ait bir telefonun şüpheli Erol Naim Özgüner’in evinde bulunduğu kaydedildi. Savcılık, bu telefonun “suç delillerini gizleme” amacıyla saklandığını değerlendirdi.

KAMERA KAYITLARI YOK EDİLDİ İDDİASI

İddianamede dikkat çeken bir diğer başlık ise Rumeli Hisarı’ndaki konutun güvenlik kameralarına yönelik iddialar oldu. Şüpheli Davut Bildik’in, İBB’ye ait kamera kayıt cihazlarını sökerek ortadan kaldırdığı, talimatın İmamoğlu’nun koruma müdürü Mustafa Akın tarafından verildiği belirtildi. Cihazların, şüpheliler arasında el değiştirerek sonunda kullanılamaz hale getirildiği ileri sürüldü.

"KURYE GİBİ HAREKET EDEN ŞOFÖRLER"

Savcılığın hazırladığı dosyada, Hüseyin Yurddaş, Sabri Caner Kırca, Kadir Öztürk, Bayram Yıldırım ve Mustafa Bostancı’nın suç gelirlerinin taşınmasında aktif rol aldığı, şüphelilerin “bilerek ve isteyerek” örgüt yöneticilerinin talimatlarını uyguladığı belirtildi.