Mehmet Fatih Çıtlak: Esmaül Hüsna ticari bir araç değil, manevi bir bağdır
Ekol TV’de Aziz Akova’nın sunduğu Mehmet Fatih Çıtlak ile Dinle Hayat programının bu haftaki ilk konusu Esmaül Hüsna oldu. Araştırmacı-Yazar Mehmet Fatih Çıtlak, hem dini yayıncılık sektöründe yaşanan sorunlara hem de Esmaül Hüsna’nın günümüzde nasıl yanlış değerlendirildiğine dair açıklamalarda bulundu.
Çıtlak, dini yayıncılıkta özellikle yeni kurulan yayınevlerinin izlediği yönteme değinerek şu ifadeleri kullandı: “Bir yayınevi açmayı düşünüyorsunuz diyelim. Ne yaparsınız? Hemen bir mealli Kur’an-ı Kerim basarsınız. Ancak başkasının eserini birebir basamazsınız, telif hakkı doğar. Bunun yerine tanıdık birinden, dini eğitim almış bir gençten metni değiştirerek yazmasını istersiniz. Bu dinde doğru değildir ama sektörde bu yöntem çok uygulanıyor” Çıtlak, bu yaklaşımın doğru bilgi yerine ticari kaygıları öne çıkardığını söyledi.
ESMAÜL HÜSNA POPÜLER KÜLTÜRE KURBAN EDİLİYOR
Çıtlak, Esmaül Hüsna bazı kişilerin Allah’ın güzel isimlerini tıpkı “yemek tarifi” gibi hayatın belirli alanlarında kullanmaya çalıştığını söyledi. Özellikle sosyal medyada ve televizyon ekranlarında, astrologların veya farklı alanlardaki kişilerin Esmaül Hüsna’yı “iş açma”, “fakirliği giderme” gibi dünyevi amaçlarla tavsiye etmesini eleştirdi.
“Astrologlar çıkıyor, ’Şu ismi şu kadar kez zikrederseniz işiniz açılır’ diyorlar. Bu, ilahiyat bilgisi olmadan manevi bir değerin popüler kültür malzemesine dönüşmesidir. Esmaül Hüsna her zaman kazandıran bir kitap olarak görülüyor. Ama içinde doğru bilgiler yoksa, maksadı anlatmıyorsa, vebali büyüktür.”
ALLAH’I ANLATABİLMEK İMAN MESELESİDİR
Çıtlak, Esmaül Hüsna konusunun sadece zikir veya dua kitabı olmanın ötesinde, Allah’ın zatî ve subûtî sıfatlarını doğru anlamakla doğrudan ilişkili olduğunu söyledi. Sultanahmet Meydanı üzerinden verdiği örnekle, bir yabancının kendisine “Allah’ını anlat” sorusunu yöneltmesi halinde çoğu kişinin cevap veremeyeceğini belirtti.
“Amentü billahi dediğimizde, bizi başkalarının ilah anlayışından ayıran şey Allah’ın zatî ve subûtî sıfatlarıdır. Bunları bilmeyen, Allah’ı eksiksiz tanıtamaz. Müslümanca anlatım eksikliği yüzünden insanlar deizme, ateizme kayabiliyor.”
SOHBET İMANI GÜÇLENDİRİR
Sohbetin İslam kültüründeki önemine de dikkat çeken Çıtlak, Peygamber Efendimiz’in (SAV) her gün ashabıyla sohbet ettiğini hatırlattı. Günümüzde birçok programın spor, siyaset veya sağlık üzerine sohbet formatında yapıldığını ancak dini sohbetlerin yeterince yer bulmadığını ifade etti. Çıtlak “İnsanlar samimi sohbeti özlüyor. Bir manzara bile seyrederken yanınızda birini ararsınız. Ama Allah’ı anlatan sohbetler azalıyor. Sohbet, basit bir hadise değildir; iman kuvvetlendirir” dedi.
DOĞRUDAN İRTİBATIN ANAHTARI
Çıtlak, Esmaül Hüsna’nın amacının Allah’la doğrudan bir bağ kurmak olduğunu, ancak günümüzde bu amacın unutulduğunu söyledi. Birçok kişinin, Esmaül Hüsna’yı sadece maddi sıkıntıları çözmek veya popüler akımlar içinde kullanmak için başvurduğunu belirterek, “Bu yanlış bir bakış açısıdır. Esmaül Hüsna, Allah’ı tanımak ve O’nunla manen bağ kurmak içindir” diye sözlerine ekledi.
Çıtlak, Allah’ın zatî ve subûtî sıfatları üzerinden devam ederek “muhalefetun lil havadis” konusunu hatırlattı. Allah’ın merhametinin insandaki merhamet gibi olmadığını, aklının da yaratılmışların aklına benzemediğini söyledi.
Çıtlak “Bana biraz daha Allah’ı anlat. Allah’ı ruh dünyamda, kalbimde anlayayım dediğinizde size lazım olan şey Esmaü’l Hüsna’dır. Allah’ın isimleri, O’nu zihnimizde tanımamız ve O’nunla irtibat kurmamız için anahtardır. Rahman, Rahim, Melik, Kuddüs, Esselam, Gaffar… Anlamak için Esmaü’l Hüsna’yı bilmemiz gerekir. Allah Teâlâ ismini bize boşuna bildirmedi”
İsmin, tanışmada başlangıç olduğunu ancak asıl önemli olanın zatı tanımak olduğunu belirten Çıtlak, Esmaü’l Hüsna’nın genellikle insanların dünyevi ihtiyaçlar için okuduğunu; hastalıktan kurtulmak, evlenmek, rızık, çocuk sahibi olmak gibi sebeplerin öne çıktığını, ancak Allah’ı tanımak amacıyla okuyanların çok az olduğunu söyledi.
“HU” KELİMESİ
Çıtlak, “Hu” kelimesinin medeniyetimizdeki anlamını anlatarak, geçmişte eşler arasında ya da komşular arasında “hu” diye hitap etmenin, karşıdakini Allah’ın hatırına saymanın bir ifadesi olduğunu aktardı. Bu anlayışın kadına ya da çocuğa kötü muameleyi önleyen manevi bir bilinç olduğunu belirtti.
“Sen O’nun adını bilmesen bile, O senin iliklerine kadar nüfuz etmiş, hilkatiyle yüce yaratıcıdır. ‘O’ dediğinde, kalbinin derinliklerinde hissettiğin Allah’tır. Esmaü’l Hüsna böyle başlar.”
İMKANSIZ DEĞİL BİLGİ EKSİKLİĞİ
Esmaü’l Hüsna sadece isimlerin bir listesi değil, okunduğunda her bir isimde “güzel” olanı görebilmeyi gerektirir. “El-Kahhar” veya “El-Cebbar” gibi isimler ilk bakışta sert gelebilir, ancak onları güzel görebilmek için derin anlamını kavramak gerekir. Anlamı bilmeden beğenmemek, imansızlık değil, bilgi eksikliğidir.
ESMAÜ’L HÜSNA KALP, AKIL VE RUH BÜTÜNLÜĞÜYLE YAPILMASI GEREK
“Din, akla, kalbe ve bedene birlikte hitap eder. Hiçbirini diğerinden ayırmaz. Allah’ı tanıdıktan sonra O’nun derdi, hastalık ya da dünya telaşının önüne geçer. ‘Allah var gam yok’ sözü, ancak kalpte Allah sevgisi yerleşince gerçek anlamını bulur.”
KAHHAR İSMİNİ DOĞRU ANLAMAK, İSLAM’I DOĞRU ANLAMAKTIR
“El Kahhar” ismini örnek veren Çıtlak, bu ismin insana zarar veren unsurları ortadan kaldıran anlamına geldiğini belirtti. Bir cerrahın hastalıklı bölgeyi ameliyatla almasına veya kentsel dönüşümde yıkılan binanın yerine sağlamının yapılmasına benzeten Çıtlak, “Kahhar ismi, seni yıkıp daha sağlam şekilde inşa eden Allah’ı anlatır. Seni sen olmaktan çıkaran, nefse galebe çalan bütün kötülükleri yok eder” dedi.
ALLAH’I DOĞRU DÜŞÜNMEK GEREKİR
Bazı kişilerin kötülükler karşısında hiçbir adım atmadan Allah’tan yardım beklediğini söyleyen Çıtlak, “Bir boykot bile yapmayan insan, nasıl ‘Kahhar’ olan Allah’tan yardım ister? Allah’ı beğenmemek değil, kendini bilmemek söz konusudur” diye konuştu.
İSLAM, RESULULLAH’TAN ALINIR
İslam’ın doğru anlaşılması gerektiğini vurgulayan Çıtlak, “Bu dini anandan, babandan değil; Resulullah’tan aldığında İslam olur” ifadelerini kullandı.
ROMANTİZM DEĞİL, İLAHİ AŞK
Esmaül Hüsna’nın tesbihle okunmasında, her isimde “Allah” denilmesinin farklı bir manevi etki oluşturduğunu söyleyen Çıtlak, dini konularda romantizmden kaçınılması gerektiğini belirterek, “Hakiki aşk Allah’a ulaştırır, romantizm ise seni aynı yerde döndürür” dedi.
ALLAH’I TANIMADAN OLMAZ
Esma-ül Hüsna’nın anlamı ve zikri üzerine konuşan Fatih Çıtlak, “Allah’ı tanımadan ve amel etmeden rahatlıkla Allah’a ulaşabilirsiniz diyen kim varsa ondan uzak durun. O, şeytanın bu dünyadaki mümessilidir” ifadelerini kullandı.
ESMA-ÜL HÜSNA HAYATI DEĞİŞTİRİR
Çıtlak, Allah’ın isimlerini anlamanın ve zikretmenin bakış açısını değiştirdiğini belirterek, “Cana, mala, nesle, akla ve dine bakışın değişir. Esma-ül Hüsna, Allah’ı tanımak için okunur. Bunu yaptığında hayatındaki tavrın da değişir” dedi.
YAN TESİRİ OLMAYAN İKİ ZİKİR
Konuşmasında zikir adabına da değinen Çıtlak, “Yan tesiri olmayan iki esma vardır; ‘La ilahe illallah’ ve salatu selam. Bunları istediğiniz kadar çekebilirsiniz. Diğer zikirlerde ise kalp, akıl, ruh ve bedenin bir arada olması gerekir” uyarısında bulundu.