Marmara'da 17. yıkıcı depremin tarihini Prof. Ercan açıkladı: En erken olacağı tarih 2045
Jeofizik uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara'da beklenen büyük depremle ilgili tartışmalara netlik kazandıran açıklamalarda bulundu. 23 Nisan’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki sarsıntı sonrasında kamuoyunu ikiye bölen "beklenen deprem buydu" ve "her an 7.5 büyüklüğünde olabilir" görüşlerinin bilimsel olmadığını söyleyen Ercan, geçmiş Marmara depremleri ışığında en olası zaman dilimini açıkladı.
16 YIKICI DEPREM MEYDANA GELDİ
Prof. Ercan, Marmara Denizi çevresinde bugüne dek 16 yıkıcı depremin kayıtlara geçtiğini ve şimdi 17’ncisinin beklendiğini ifade etti. Osmanlı ve Bizans dönemlerinden bugüne yaklaşık 2000 yıllık veri üzerinden yapılan analizlere göre, beklenen 17. büyük depremin en erken 2045, en geç 2085 yılları arasında gerçekleşeceği öngörülüyor. Ancak geçmiş örneklerde olduğu gibi bu sürecin 75-100 yıl gecikebileceğini de vurguladı.
7.1 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM BEKLİYORUZ
Depremin büyüklüğü konusunda da açıklamalarda bulunan Prof. Ercan, Küçükçekmece açıklarında M6.4 ile M6.7, Silivri açıklarında ise M6.9 ile M7.1 büyüklüğünde depremler beklediklerini belirtti. Bu depremlerin yaklaşık 7-10 kilometre derinlikte, granit katman içinde gerçekleşeceğini ve sağa doğrultulu atımlı bir kırılma ile meydana geleceğini aktardı.
Kuzey Marmara’da deprem ne zaman olacak sorusu ikilem yaratmıştır.
— Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan (@ovgunaercan) May 1, 2025
Bir değişe göre M6,2 deprem beklenen depremdir bundan başka başka bir deprem olmayacaktır.
26 yıldır yapılan diğer korku salan açıklamaya göre %67 olasılıkla deprem her an M7,5 büyüklüğünde olabilir.
Bu iki… pic.twitter.com/WLa1wCvSFs
ÖLÜMCÜL TEHLİKE TAŞIMAZ
Öte yandan tsunami tehlikesiyle ilgili de değerlendirmede bulunan Prof. Ercan, depremler sırasında küçük çaplı süpürtü dalgaları oluşabileceğini ancak ölümcül bir tehlike taşımadığını ifade etti.
Ercan’ın açıklamalarıyla birlikte hem "her an büyük deprem olacak" hem de "deprem oldu, geçti" görüşlerinin geçerliliğini yitirdiği bir kez daha gündeme gelmiş oldu. Marmara Bölgesi için bilimsel veriler ışığında yapılan bu analizler, halkın daha gerçekçi bir şekilde bilgilendirilmesi açısından büyük önem taşıyor.
