Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Putin görüşmesine ilişkin açıklama: En kısa sürede Türkiye'ye bekliyoruz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkmenistan ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TÜRKMENİSTAN ZİYARETİ VE İKİLİ GÖRÜŞMELER
Türkmenistan’ın, BM Genel Kurulu’nun 12 Aralık 1995 tarihli oturumunda kabul edilen kararla daimi tarafsızlık statüsü elde ettiğini ve bu statüyü 30 yıldır başarıyla sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkesinin tarafsızlık kavramını bir barış felsefesine dönüştürmek için özel çaba sarf ettiğini söyledi. Türkmenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olarak, daimi tarafsızlık statüsünü destekleyen ülkelerin de başında yer aldıklarını ifade eden Erdoğan, Türkmenistan’ın tarafsızlık temelinde barış inşasına yönelik vizyonunu desteklemeyi sürdürdüklerini vurguladı.
Forumda yaptığı hitapta Türkmenistan’a desteklerini tekrar vurguladığını kaydeden Erdoğan, hitabında bölgemizin bölgesel ve küresel barışa yönelik yaptığı katkılara ve Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çektiğini belirtti. Ayrıca Türkmenistan Devlet Başkanı ve Milli Lider’in yanı sıra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Pakistan BaşbakanıŞahbaz Şerif’le de ikili görüşmeler yaptıklarını bildirdi. Türkmen tarafıyla bilhassa enerji, ulaştırma, ticaret ve diğer alanlardaki iş birliğini gözden geçirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile de ikili ilişkiler ile Ukrayna’daki savaş ve bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Trump’ın girişimleriyle başlatılan diyaloğu olumlu bulduklarına işaretle, Türkiye’nin barış çabalarına yapabileceği katkıları kendisiyle değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, ziyaret vesilesiyle Türkmenistan’ın ulaştığı kalkınmışlık düzeyine ve Türk insanının ve firmalarının bu düzeye ulaşılmasındaki katkısına bir kez daha gururla şahit olduklarını sözlerine ekledi.
PUTİN’DEN TÜRKİYE ZİYARETİ SÖZÜ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile oldukça verimli, kapsamlı, derinlikli bir görüşme gerçekleştirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede özellikle kendisini her an beklediğini ifade ettiğini ve en kısa zamanda bir araya gelmeleri gerektiğini konuştuklarını aktardı. Putin’in de “sözümü yerine getireceğim” dediğini belirterek, en yakın zamanda bu ziyareti gerçekleştireceklerini ümit ettiğini söyledi.
Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin günübirlik çıkar hesaplarıyla yürüyen ilişkiler olmadığını; köklü bir tarih, güçlü bir diplomatik zemin ve karşılıklı güven üzerine kurulduğunu ifade etti. Görüşmelerde ağırlıklı olarak savaşı ve barış çabalarını konuştuklarını belirten Erdoğan, Türkiye’nin bu meselede nerede durduğunu bütün aktörler gibi Putin’in de çok yakından bildiğini kaydetti. Türkiye olarak bu savaşın çoktan bitmesi gerektiğini düşündüklerini ve bunu da bütün muhataplarına açık bir şekilde söylediklerini bildirdi.
UKRAYNA’DA BARIŞ ÇABALARI VE KARADENİZ VURGUSU
Konuyla ilgili ABD Başkanı Donald Trump’ın devrede olduğunu ve Türkiye’nin de Amerika’yı teşvik ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Amerika’daki ilgililerle sürekli irtibatının devam ettiğini, kendilerinin de zaman zaman liderlerle telefon diplomasisi yürüttüklerini söyledi. Putin ile yapılan bu görüşme sonrası, ABD Başkanı Trump’la da inşallah barış planını değerlendirme fırsatı bulacaklarını ifade etti.
Erdoğan, “Barış uzakta değil, onu görüyoruz. Tek yapmamız gereken istikametimizi barışın bulunduğu yöne çevirmektir” dedi. Karadeniz’in bir hesaplaşma alanı olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, böyle bir durumun Rusya ve Ukrayna’ya sadece zarar vereceğini, hiçbir fayda sağlamayacağını söyledi. Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğine herkesin ihtiyacı olduğunu ve bunun mutlaka sağlanması gerektiğini de sözlerine ekledi.
SURİYE’DE 10 MART MUTABAKATI VURGUSU
Suriye’de 10 Mart mutabakatının hayata geçirilmesinin, bölgenin geleceğini yakından ilgilendiren bir süreç olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mutabakatın öngördüğü hedeflere ulaşılmasının, Suriye için en hayırlı netice olacağını dile getirdi. Mutabakatın uygulanmasıyla Suriye’nin toprak bütünlüğü, birliği, beraberliği, istikrarı ve müreffeh geleceğe yürüyüşünün tahkim edileceğini ifade etti.
Ayrılıkların, çatışmaların Suriye’ye bir şey kazandırmadığı yakın geçmişte görüldüğünü belirten Erdoğan, Suriye yönetiminin, Suriye’yi oluşturan bütün unsurların bir araya gelmesi vizyonuyla hareket etmesinin önemine dikkat çekti. Bu yaklaşımın kıymetli olduğunu ve desteklenmeyi hak ettiğini kaydeden Erdoğan, Suriye hakkında birçok odağın planları, hayalleri olabileceğini, ancak önemli olanın Suriye halkının ortak gelecek tahayyülü olduğunu söyledi. Tuzak kuranların oyunlarını bu mutabakatın hayata geçirilmesinin bozacağını vurgulayan Erdoğan, “Biz; Türkmen, Arap, Kürt, Sünni ve Nusayri ayırt etmeden, kardeş Suriye halkının tamamının barışını, huzurunu, refahını istiyoruz. 10 Mart Mutabakatının uygulanması, kuşkusuz, bu iradeyi güçlendirecektir” diye konuştu.
GAZZE VE "BARIŞ KONSEYİ" AÇIKLAMASI
ABD Başkanı Trump’ın Barış Konseyi için yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, henüz kendilerine gelmiş bir teklif veya talep olmadığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir toplantının yapılacağı istikametinde dedikodular duyduklarını söyledi. Yeter ki barış için bu tür toplantılar yapılsın, adım atılsın diyerek, Türkiye’nin her an hazır olduğunu belirtti.
Öte yandan İsrail’in ateşkes ihlallerinin devam ettiğini kaydeden Erdoğan, 11 Ekim’den bu yana 370’i aşkın Türk kardeşimizin şehit olduğunu, İsrail’in ne yazık ki taahhütlerini yerine getirmediğini ve insani yardım girişlerinde sıkıntıların sürdüğünü ifade etti. İsrail’in verdiği sözleri yerine getirmesi, ateşkese tam anlamıyla uyması ve Gazze’de hayatın normale dönmesine müsaade etmesinin şart olduğunu vurguladı.
Kış şartlarının iyiden iyiye kendini hissettirmeye başladığını belirten Erdoğan, Gazze’deki barınma sorunlarını, temel ihtiyaçların karşılanamaması problemini acilen çözmek gerektiğini söyledi. Bunun için ise İsrail’in oluşturduğu güvenlik sorununun ortadan kalkması lazım geldiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye hiçbir zaman elini taşın altına koymaktan kaçınmaz” dedi.
AVRUPA BİRLİĞİ VE GÜVENLİK İŞ BİRLİĞİ
Belçika Savunma Bakanının “Türkiye’siz güvende olmayız” açıklamasını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği üyelik sürecinde 50 yılı devirdiklerini ve bizi bu tür tekerlemelerle oyaladıklarını söyledi. Avrupa Birliği’ne daha önce süreçte olmayan ülkelerin alındığını, ancak Türkiye’nin 86 milyon nüfusu, sanayisi ve kapasitesiyle Birliğe güç katacakken maalesef hala alınmadığını ve oyalamanın devam ettiğini belirtti.
Dışişleri Bakanı’na ısrarla “Avrupalılarla nerede görüşürsen hep kendilerine bunu hatırlat” dediğini ve kendisinin de görüştüğü liderlere hala bunu söylemeye devam ettiğini ifade etti. NATO’nun en büyük ikinci kara gücü olduklarını ve savunma sanayiinde son yıllardaki atılımların herkesin malumu olduğunu kaydetti. Bu süreçte gizli-açık kısıtlamalarla, hatta ambargolarla karşılaştıklarını, fakat savunma yeteneklerini geliştirmeye devam ettiklerini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz dostluk ve müttefiklik bağlarımızın bulunduğu Avrupa ülkeleri ile kazan kazan temelinde her alanda iş birliğimizi güçlendirmeye hazırız. Avrupa’nın stratejik bir vizyonla ilişkilerimize bakması, onlar açısından da kazanç olacaktır. Avrupa’dan gelecek adımlar ise bundan sonraki süreci inşa edecektir” diye konuştu.
FUTBOLDA İLLEGAL BAHİS SKANDALINA TEPKİ: “FUTBOLUN RUHU ADALETTİR”
Futbolda yaşanan illegal bahis skandalının kendilerini ciddi manada üzdüğünü ve hayretlere düşürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, idarecisinden yöneticisine ve futbolcusuna kadar birçok ismin burada bulunmasının ve adının böylesi skandallara karışmasının, bir Cumhurbaşkanı olarak kendilerini gerçekten üzdüğünü söyledi. “Bu rakamlar için, milyonlarca lira transfer ücreti alan bu insanlar, bu işin içerisine nasıl bulaşır, nasıl girer? Yöneticilere bakıyorsun, ya bu yöneticiler bunu nasıl yapar, nasıl bulaşır?” diye sordu.
Erdoğan, “Gerçekten şunu bir defa çok açık altını çizerek söylüyorum, futbolun ruhu adalettir. Eğer biz bu adaleti tesis edemezsek, sahalardan çıkan netice bizi asla tatmin etmez. Niye? Çünkü adaletten uzak bir netice ortaya çıkacaktır” dedi. Bütün bunların yanında futbolun asil ve temiz ruhundan yana olduklarını dile getiren Erdoğan, yargı mekanizmasının adil bir şekilde çalışmasından sonra bunun da tesis edileceğine inandığını söyledi. Nereden gelirse gelsin, hangi kulüpten gelirse gelsin, A kulübü, B kulübü fark etmeksizin adaletin çok çok önemli olduğunu vurguladı. “Şu anda da bence yargı bu görevini en ideal şekilde yapmaktadır. Biz bu mücadeleyi özellikle de tribünlerin sesine, gençlerin hayallerine, bu milletin temiz futbol özlemi adına sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.
MİLLİ BASKETBOL TAKIMINA DÜNYA KUPASI SÖZÜ: TOGG
Bosna Hersek karşısında büyük bir galibiyet elde eden A Milli Basketbol Takımı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek’in sıradan bir takım olmadığını, güçlü bir takım olduğunu ve eksiklere rağmen ortaya başarılı bir performans koyarak maçı farklı aldıklarını söyledi. İyi bir başlangıç yaptıklarını, ilk iki maçı iyi götürdüklerini belirterek, önlerinde zorlu bir Sırbistan maçı olduğunu kaydetti. Sırbistan’ı da yenerek inşallah dünya kupasına bu defa katılmaları gerektiğini vurguladı.
Maçtan sonra soyunma odasına gittiklerini aktaran Erdoğan, sporcunun beklentisine karşılık olarak, “dünya kupasına gitmemiz halinde yerli ve milli markamız TOGG’u inşallah sizlere de hediye ederiz” dediklerini söyledi. Kazasız belasız bu elemeleri geçip takımımızın doğrudan 2027 Dünya Kupası’ndaki yerini alacağına inandığını ifade eden Erdoğan, milletimizin ve kendilerinin onların yanında olduğunu dile getirdi.
“BU İŞİN NETİCEYE BAĞLANACAĞI DÖNEM OLACAKTIR”
Yeni anayasa konusunda somut netice almak için yola çıktıklarını ve soyutta kalmamaları gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu an itibarıyla hem sivil, hem özgürlükçü, hem kuşatıcı bir anayasayı yapma arzusu içerisinde olduklarını söyledi. Bunu yapalım ki, milletimiz de “işte benim anayasam” desin ve kendi geleceği ile ilgili de herhangi bir endişeye kapılmasın diye konuştu. Yeni anayasa sözünü AK Parti olarak meydanlarda verdikleri gibi, bütün siyasi partilerin de millete aynı taahhütte bulunduğunu ifade etti. Öyleyse birlikte bu işe sahip çıkacaklarını belirterek, hassaten Cumhur İttifakı olarak da yaptıkları çalışmayla bunu başaracaklarını söyledi ve bu konuda kararlılıklarının olduğunu kaydetti.
Bütün bunların yanında yeni anayasa çalışmalarına şu anda partilerinin en hazır parti konumunda olduğunu dile getiren Erdoğan, sürekli olarak kurdukları anayasa çalışmaları ekibinin bu işi yürüttüğünü ve kendilerinden zaman zaman brifingler aldığını aktardı. MKYK, MYK ekibi içerisinde sadece bu anayasa çalışmalarını yürüten arkadaşlarının olduğunu, bunlarla birlikte de inşallah üzerinde şüpheye yer bırakmayacak, köhnemiş değil, milletimize “her yönüyle benim anayasam” dedirtecekleri anayasayı hazırladıklarını söyledi. Diğer taraftan bu işin takvimi olmaz, sürekli çalışırsın ve bu çalışmanın neticesinde de vakti, saati geldiğinde adımı da atarsın diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dönem, bu işin neticeye bağlanacağı dönem olacaktır” ifadelerini kullandı.
NÜFUS ARTIŞ HIZI VE AİLE YILI
Nüfus artış hızı noktasında gerçekten dertli olduklarını ve bunu artırmaları şart olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın “en az iki çocuk” derken şimdi “en az üç çocuk” demeye başladığını, kendilerinin bunu söylediğinde çok tartışmalar çıktığını ancak haklılıklarının bu gelişmelerle ortaya koyduğunu söyledi. Aile Yılı derken, ailenin kutsiyetini ifade etmek istediğini belirten Erdoğan, ailenin kutsal olduğunu, anneyle, babayla, bütün kardeşlerle bu kutsiyeti ihya etmelerinin önemli olduğunu ifade etti.
“Aileyi ne kadar ihya edersek, ailede ne kadar birbirimize kenetlenir, bağlanırsak o zaman güçlü millet oluruz. Güçlü aile, güçlü millet. Yani güçlü milletler güçlü ailelerden doğar. Eğer güçlü bir aile yapınız olmazsa, siz güçlü millet de olamazsınız” diye konuştu. Bu sıkıntıyı yaşadıklarını, ancak ümitsiz olmadıklarını belirten Erdoğan, bu milletin tohumunda var diyerek, “Biz yeniden inşallah ayağa kalkacağız, yeniden küllerimizden doğacağız. Bu millet, o güçlü ailelerle inşa ve ihya hareketini de yürütecektir” dedi.
Bu noktada aile değerlerini korumanın ülke açısından çok çok önemli açılımları olacağını kaydetti. Tabii aileyi ve ailenin korunmasını konuşurken, eğitimin de çok çok önemli olduğunu ve burayı da ihmal etmediklerini ifade eden Erdoğan, şu anda üniversite sayılarının 208’i bulduğunu, 76’dan buraya geldiklerini söyledi. “Bize ‘bu kadar üniversite niye?’ diyenler şimdi ‘haklıymışsın’ demeye başladılar” diye konuştu. Eğitim öğretimin olmadığı bir ülkeden güçlü bir milletin doğmayacağını vurgulayan Erdoğan, güçlü bir millet için eğitim öğretimde her yönüyle kuvvetli bir altyapının olması gerektiğini söyledi.
İbrahim Tatlıses’in “Urfa’da Oxford vardı da biz mi gitmedik?” sözünü hatırlatan Erdoğan, Tatlıses’in Urfa’da üniversite aradığını, kendilerinin ise 81 vilayetin 81’ine de üniversiteler kurduklarını ve şimdi üniversite olmayan illerinin kalmadığını söyledi. “Bununla da iftihar ediyoruz” diyen Erdoğan, buralarda kaliteli, güçlü kariyer sahibi hocaların görev yapmaya başladığını kaydetti. “Ağrı’ya gidiyorsun, Ağrı’da üniversitemiz maşallah her yönüyle güçlü. Hakkari’de her yönüyle güçlü. Yani yok yok, hepsi var” dedi. Artık oralardan derece yapan yavrularımız çıktığını belirten Erdoğan, o eğitim öğretim olmasaydı bu yavruların çıkıp çıkmayacağını sorarak, inanıyorum ki ailelerin de artık yavrularına daha farklı, daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağını söyledi. Erdoğan, “Onlar da şöyle bir endişe taşımıyor; ‘Benim vilayetimde, benim şehrimde üniversite yok ki’ demiyor. ‘Artık benim vilayetimde de üniversite var. Dolayısıyla evladımı yetiştireceğim, hazırlayacağım ve bizim memleketteki üniversiteye gidecek, buradan da inşallah kendini yetiştirerek mezun olacak’ diyorlar” diyerek sözlerini noktaladı.
