Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İsrail'e Filistin tepkisi: Hesabı eninde sonunda sorulacak!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nde düzenlenen mezuniyet törenine katılarak genç mezunlara ve ailelerine hitap etti. Erdoğan, güvenlik güçlerinin fedakârlıklarını vurgularken, birlik ve kardeşlik çağrısı yaptı.

"RABBİM'DEN ÜSTÜN BAŞARILAR DİLİYORUM"

Konuşmasında, jandarma ve sahil güvenlik mensuplarının millet için üstlendikleri kritik sorumluluğa değinen Erdoğan, “Milletimizin huzuru için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan güvenlik güçlerimize Rabbim’den üstün başarılar diliyorum. Evlatlarını yetiştiren anne ve babalarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehditleri hatırlatan Cumhurbaşkanı, “Bizi buradan çıkarmaya çalışanlar oldu, kardeşliğimizi bozmaya kalkıştılar. Kimi zaman işgal ordularıyla kimi zaman içerideki maşalarıyla üzerimize geldiler. Hamdolsun hepsini püskürttük” dedi.

"YARINA KALIR AMA YANLARINA KALMAZ"

Erdoğan ayrıca, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek uluslararası kamuoyuna sert mesajlar verdi. Masum sivillerin katledilmesine sessiz kalmayacaklarını belirten Erdoğan, "Gazze’de açlıktan karınları sırtlarına yapışmış yavruların hali hepimizin yüreğini dağlıyor. Masumların oluk oluk akan kanlarında hiç şüphe yok ki o kanı dökenler boğulacaktır. Allah zalimin hesabını yarına bırakır ama asla yanına bırakmaz" diye konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Bizi buradan çıkarmaya çalışanlar oldu, ufkumuzu karartmaya çalışanlar oldu. Kardeşliğimizi bozmaya, aramıza nifak tohumları ekmeye kalkanlar oldu. Hamdolsun hepsini teker teker püskürttük. Kimi zaman işgal ordularıyla bunu yapmaya çalıştılar. Kimi zamanda ülkemizdeki maşalarını harekete geçirdiler.

"ŞEHİTLERİMİZİN EMANETİNE SAHİP ÇIKTIK"

Şehit ve gazilerimizin mukaddes emanetine dört elle sahip çıktık. Son 23 yılda yaşadığımız nice saldırıda bir olduk, beraber olduk, sırt sırta verdik, sonunda vatanımıza göz dikenleri hüsrana uğrattık. Dün tarihimizdeki iki önemli dönüm noktasının yıldönümüydü. Malazgirt Zaferimizin 954. seneyi devriyesini gururla idrak ettik. Büyük Taarruz'un 103. yıldönümünü iftiharla andık. 3 gün sonra Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde 30 Ağustos Zafer Bayramımızın 103. yıldönümünü coşkuyla kutlayacağız. Biz ülkemizdeki tek parti zihniyetinin temsilcileri gibi tarihimizi 100 sene önceden başlatmıyoruz. Tam tersine tarihimizin tamamını baş tacı ediyoruz. Selçuklu ve Osmanlı ile Cumhuriyetimizi karşı karşıya getirmeye çalışan köksüzlere rağmen Anadolu'daki bin yıllık varlığımızın bütün aşamalarını sahipleniyoruz. Bir ağacın kökü ne kadar derinlere inerse, gövdesi de o kadar sağlam olur. Gövdesi ne kadar sağlamsa dalları da o derece geniş ve kuşatıcı olur.

"FİLİSTİN'İN HESABI SORULACAK"

Bugün Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler hepimizin yüreğini dağlıyor. Açlıktan karınları sırtlarına yapışmış masum yavruların görüntüleri kalp taşıyan her canlı gibi bizim de içimizi kanatıyor. Mazlum bir halkın soykırıma uğraması karşısında üzülüyoruz, hüzünleniyoruz. Siyonest cinayet şebekesinin katliamlarına bu kadar devam edebilirse elbette hepimizi hüzünlendiriyor. Kendilerini dev aynasında gören zalimler mutlaka kaybedecek rezil olup gideceklerdir. Masumların oluk oluk akan kanlarında hiç şüphe yok ki o kanları dökenler de boğulacaktır. Cenab-ı Allah zalimlerin hesabına yarına bırakır ama yanlarına bırakmaz. Her gün kameralar önünde kalleş kurşunların ve bombaların hedefi olan Filistinli kardeşlerimizin hesabı eninde sonunda sorulacaktır.