Mert Başaran Ekol TV’de açıkladı: Kira fiyatlarının artışının sebebi fırsatçılık değil, arz talep dengesizliğidir
Yatırım ve Tasarruf Danışmanı Mert Başaran, Ekol TV Haber Müdürü Aziz Akova'nın sunduğu 'Paranın Yönü' programında, konut ve kira fiyatlarındaki artışa ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Başaran, son açıklanan Ağustos ayı enflasyon verilerine değinerek, fiyat artışındaki yavaşlamanın sürdüğünü belirtirken, kira artış oranının yüzde 39,62 ile hala yüksek seyrettiğine dikkat çekti. Başaran, bu durumun özellikle okulların açılmasıyla artan kira talebiyle daha da belirginleştiğini ifade etti.
ARZ TALEP DENGESİZLİĞİ
Kira artışlarının 'fırsatçılık' olarak nitelendirilmesinin aksine, ekonomik bir gerçeklik olan arz talep dengesizliğine dayandığını savunan Başaran, "Sen bir tane daire olan yere 10 kişi gelirse ya her sene İstanbul'a birileri gelip de gitmezse burada yer kalmadığı için fiyatları arttırıyorlar. Talep çok olunca da fiyat artıyor" dedi. İstanbul'a her yıl 150-200 bin kişinin üniversite okumak için geldiğini ve çok azının geri döndüğünü, çoğunun burada kaldığını belirterek, bu durumun kira ve konut fiyatlarının normale dönmesini zorlaştırdığını belirtti.
Uzman isim belirleyici unsuru açıkladı: Her akciğer nodülü kanser midir?
DENGELİ NÜFUS DAĞILIMI ÖNEMLİ
Mert Başaran, bu sorunun çözümü için nüfusun Türkiye genelinde daha dengeli bir şekilde dağıtılması gerektiğini vurguladı. Almanya'yı örnek gösteren Başaran, Almanya'da her şehrin bir cazibe merkezi haline getirildiğini ve insanların başka şehirlere gitme ihtiyacı duymadığını anlattı. "Bizde sadece İstanbul, bir de birkaç tane daha işte Bursa falan var ama hani çok az. İzmir var ama az yani. Bütün şey burada. Okullar burada, sanayi burada. Ankara'da okullar var ama yani sanayi de burada. Dolayısıyla bu çok büyük problem. Fiyat artışlarının nedeni bu. Kolay kolay da bunu çözmediğim sürece çözülmez" ifadelerini kullandı.
Filenin Sultanları final setinde İtalya'yı deviremedi: Dünya ikincisi olduk!
KİRA ARTIŞININ PİYASA VE SOSYAL YAŞAMA ETKİLERİ
Kira ve konut fiyatlarındaki artışın piyasayı ve toplumu olumsuz etkilediğini dile getiren Başaran, insanların alım gücünün düştüğünü söyledi. İnsanların kiraya o kadar çok para vermesi nedeniyle gıda gibi temel ihtiyaçlara harcayacak paralarının kalmadığını, hatta dışarı çıkamadıklarını ve birikim yapamadıklarını belirtti. Başaran, orta sınıfın maaşının artık sadece bir kirayı karşılamaya yettiğini, çocuk masrafları eklendiğinde durumun daha da zorlaştığını ifade etti. Bu ekonomik baskının, insanların çocuk yapma oranlarını ve evlilik oranlarını da düşürdüğünü sözlerine ekledi.
GÖZLER FAİZ KARARINDA
Başaran, yaklaşan faiz kararı ve ekonomik gelişmelere ilişkin de çarpıcı yorumlarda bulundu. Merkez Bankası'nın 11 Eylül'de açıklayacağı faiz kararı için beklenti anketlerinde yüzde 41'lik bir oran görüldüğünü ve 200 baz puanlık bir artış tahmin edildiğini belirten Başaran, bu kararın sadece ekonomik verilerle değil, aynı zamanda siyasi gelişmelerle de şekillenebileceğini vurguladı.
Başaran, CHP içindeki "kayyum" ve "butlan" tartışmaları gibi hukuki ve siyasi belirsizliklerin, yabancı yatırımcılar için büyük bir kafa karışıklığı yarattığını ifade etti. "Para korkaktır" diyen Başaran, bu tür olayların piyasalar üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve bu hafta borsadaki düşüşün de bu durumun bir göstergesi olduğunu söyledi.
FAİZ KARARI SİYASİ GELİŞMELERLE BAĞLANTILI
Mert Başaran, faiz kararının çarşamba akşamına kadar verilecek bir karar olmadığını, siyasi gelişmelerin gidişatına göre son anda şekillenebileceğini söyledi. Eğer piyasalarda bir çalkantı yaşanırsa faiz kararının beklentinin dışında çıkabileceğini, hatta döviz talebi çok artarsa faiz artışının bile gündeme gelebileceğini ifade etti. Başaran, her şeyin sakinleşmesi ve döviz talebinin düşmesi durumunda ise 200 baz puanlık artışın gerçekleşeceğini belirtti.
Adil Yıldırım'dan çarpıcı açıklama: Boşanmak başarısızlık değildir!
Mert Başaran, siyasi istikrar ve uzlaşmanın ekonomik istikrar için hayati önem taşıdığını vurguladı. Başaran, "Siyasi istikrar ve huzur, uzlaşma faizleri düşürür, ekonomiyi canlandırır, huzur verir. Yatırımcı koşa koşa gelir. Hukuk toparlarsa böyle her şey daha da güzel olursa hukuki olarak her şey daha güzel olur" diyerek sözlerini tamamladı.
"MÜLKİYETSİZLEŞTİRME PROJESİ"
Başaran, dünya genelinde artan konut ve kira sorunlarının arkasında global bir "mülkiyetsizleştirme projesi"nin yattığını iddia etti. Başaran, bu projenin temelinde insanlara "ev ve araba sahibi olmayın, kiralayın" fikrinin empoze edilmesinin yattığını, oysa aynı anda global şirketlerin sürekli olarak konut topladığını söyledi.
YENİ KUŞAK ÜZERİNDE ETKİLİ
Mülkiyetsizleştirme projesinin, cinsiyetsizleştirme ve nakitsizleştirme gibi diğer global projelerle birlikte ele alınması gerektiğini belirten Başaran, bu durumun özellikle yeni kuşak üzerinde etkili olduğunu ifade etti. "Çocuk şey diyebilir. Baba ne evi ya? Ben hayatımı yaşayacağım. Valizimle dünyayı gezeceğim. Bak Elon Musk da böyle yaşıyormuş" gibi örneklerin bir manipülasyon aracı olarak kullanıldığını belirtti.
TÜRKİYE'DE DURUM
Başaran, Türkiye'nin Avrupa ve Amerika'ya kıyasla "örf, adet ve kültür" gibi tutucu değerler sayesinde bir nebze daha iyi durumda olduğunu söyledi. Ancak, bu manipülasyonların Türkiye'ye de geldiğini ve gelecekte "evsiz" (homeless) insan sayısının artabileceğini belirtti.
Munzur'da arınma etkinliği! Doğayla bir bütün oldular
Mert Başaran, sözlerini kendi ailesinden bir örnekle tamamladı ve izleyicilere mülkiyetsizlik projesine karşı uyanık olmaları çağrısında bulundu. "Lütfen lütfen bu mülkiyetsizlik projesine kanmayın. Evinizi satıp bankaya koyup, parayı yiyip evsiz kalmayın. Bunu yaşamış, yapmış hayatında bir ailenin evladı olarak diyorum" diyerek uyarısını yineledi.
'O KİŞİ KURALI'
Başaran, Bilecik'te fabrika yakını aldığı arsayı, fabrika sahibine dolar bazında 7 kat karla satıp satmama konusunda tereddüt yaşayan bir izleyicinin sorusunu cevapladı. İzleyicinin "Verirsem malsız kalacağım diye korkuyorum" sözleri üzerine Başaran, kendi kullandığı 'o kişi kuralı'nı anlattı.
Başaran, bazı gayrimenkullerin, normal piyasa değerinin çok üzerinde bir fiyata alıcı bulabildiğini söyledi. Bu durumun, arsa veya ev gibi bir mülkün, komşuluk ilişkisi, kişisel hassasiyetler ya da stratejik bir plan gibi nedenlerle belirli bir kişi için büyük bir değer taşımasından kaynaklandığını anlattı. Bu özel alıcıya "o kişi" adını veren Başaran, bu tür alıcının normal piyasada bulunamayacağını belirtti.
"O KİŞİ KURALI" ÖZELİNDE FIRSATLAR
Başaran, "o kişi kuralı"na ilişkin Beykoz, Kocaeli ve Datça gibi farklı bölgelerden örnekler verdi. Bir mülkün, normal değeri 200 bin lira iken, o kişi geldiğinde 300 bin liraya satılabildiğini anlattı. Datça'daki bir arsaya normalde 3 milyon lira edecekken, o kişi geldiğinde 5 milyon lira teklif edilebildiğini söyledi. İzleyicinin durumunun tam da bu "o kişi kuralı"na uyduğunu vurguladı.
Başaran, Bilecik'teki fabrika sahibinin, imar olmamasına rağmen arsa için 7 kat kar teklif etmesinin, onun için bu arsanın stratejik öneminden kaynaklandığını belirtti. İzleyiciyi, bu eşsiz fırsatı kaçırmaması konusunda uyardı. "Açgözlülük yapıp daha çok veren bulurum dersen, bunu kaçırırsın" dedi.
Meteoroloji’den kritik uyarı: O illerde sel riski var! 7-11 Eylül’de sağanak ve fırtına alarmı…
MALSIZ KALMA KORKUSU VE ÇÖZÜMÜ
İzleyicinin "malsız kalmaktan korkuyorum" endişesine de değinen Başaran, merhum finans duayeni Tezcan Senon'a atıfta bulunarak, "Türkiye gibi enflasyonist ülkelerde malsız kalmaktan kork" sözünün önemini vurguladı. Ancak, bu durumun çözümünün basit olduğunu söyledi.
Başaran, izleyiciye şunları tavsiye etti: "Bu parayı elde ettiğin anda, hemen git o bölgeden başka bir yer al. Bir daha arsa arazi yatırımı yap. Bu işin bu kadar 7 kat karını görmüş birisi, konut almaz." Bu yaklaşımın, karlı bir satış yaparken aynı zamanda enflasyona karşı korunma sağlayacağını ve yatırımın devamlılığını güvence altına alacağını belirtti.
Kaynak:ekoltv.com.tr