Son dönemde Soho House ile ilgili eleştiriler çoğalmaya başladı. ‘Özel işletme’ istediğini elbette yapabilir. Tercih eden gider, etmeyen elbette gitmez. Ancak İstanbul’un en görkemli tarihi binasında hizmet veriyorsanız ve bu binanın ihtişamını kullanmak isteyenlerden sadece İstanbul üyeliği için 2.100, tüm dünya üyeliği için 2.900 Avro yıllık giriş ücreti alıyorsanız, bazı eleştirilere kulak asmaları gerektiği kanaatindeyim.
HAFTAYA DAMGASINI VURDU
Geçenlerde Cadılar Bayramı kutlaması vardı. Türkiye’de tamamen kostümlü parti olarak bilinip, dünyadaki örneklerinden çok farklı şekilde kutlansa da Halloween partileri geçen haftaya damgasını vurdu. İstanbul’da parti kostümleri kiralayan ya da satan dükkanların önünde inanılmaz kuyruklar vardı. Çukurcuma’daki kostüm satan bir mağazanın önündeki kuyruğu görünce inanın şaşkınlığımı gizleyemedim. Tek bir gecelik kostüm kirası için 2.000 TL, eğer kostümü tamamen satın almak isterseniz 6.000 TL ödeyen gençlere tanıklık ettim. Gençlerin bir şekilde eğlenmelerine, zaman geçirmelerine mutlu olduğumun altını kalınca çizmek isterim.
BİRİ DE SOHO'DA YAPILDI
Bu partilerin en bilinenlerinden biri de Soho House’ta yapıldı. Ancak üyelerden 2.500 TL, üyelerin yanındaki misafirlerden ise bu partiye giriş için 3.500 TL giriş ücreti almışlar. Üstelik içeride her şey standart fiyattan satılmış. Katılanlar kostüm masrafı da yaptığını düşündüğümüzde ortaya garip bir durum çıkıyor. O nedenle üyeler de soruyor: “Biz neden bu kadar yıllık üyelik ücreti ödüyoruz?” diye. Sadece ayaklarını uzatarak DVD’den film izlemek için olmadığını düşünmek istiyorum. Çünkü Soho’da yapılan tek etkinlik, ayaklarını mindere uzatarak, plastik bardakta içkini yudumlarken vizyonu geçmiş filmleri DVD kalitesinde izletmek oluyor.
AÇILIŞ PARTİSİNE 'SÖZDE' DAVET
T24’ten Tuğrul Eryılmaz da benzer bir eleştiriyi kaleme almıştı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (IKSV) İstanbul Bienali için lafta “kişiye özel” davetiye gönderip, açılış partisine “sözde” davet etmişler. Gazeteciler, yazarlar, kentin kanaat önderleri de bu davette yerini almış. Soho House’un kuyruk olması için uzun uzadıya yapılan kontrolden sonra insanlar içeri girmişler. Garsonlar siparişleri almışlar, o da ne, plastik bardakta gelmiş ve davette katılanlardan ikram edilen içeceklerin ücreti tahsil edilmiş. Tuğrul da bu daveti eleştiren bir yazıyı köşesine taşımış.
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN ANLARLAR
Elbette kimse kimsenin içtiğini ya da yediğini ödemek zorunda değil. Ancak kentin entelektüel kesimini, yani entelijansiyayı bu tarz kurnazlıklara üzmekte kimsenin haddine olmadığını hatırlatmak isterim. Soho House’un yöneticilerinin kaprislerinden bunalanların neden clubhouse’a yöneldiklerini bu örneklerle daha iyi anlıyorum. Bu dikkatsizliklerin İstanbul’un özellikle Beyoğlu’nun eğlence hayatını etkilediğini, iş işten geçmeden anlarlar.
USTA OYUNCULARIN “AŞK LİSTESİ”
Tanıtımlarında “Kahkaha garantili komedi oyunu” yazıyordu.
Gerçekten son dönemde gidip eğlendiğim, hayranlıkla izlediğim bir oyun oldu; “Aşk Listesi” tiyatro oyunu. Serkan Üstüner rejisi ile Sevinç Erbulak, Hakan Bilgin ve Yosi Mizrahi’yi aynı sahnede buluşturan oyunu iki perde keyifle izledim.
Oyunda, Kenan ile Oktay iki yakın arkadaştır. İstatistikçi ve biraz da sıkıcı biri olan Kenan’ın (Hakan Bilgin) 50. yaş doğum gününde ona unutulmaz bir hediye vermek isteyen fırlama arkadaşı, yazar Oktay (Yosi Mizrahi), ilginç bir fikirle gelir. Kenan, hayalindeki kadının on özelliğini yazacak ve bu kadın onu bulacaktır. Ve Melis (Sevinç Erbulak) gelir…
İşte burada durmamız gerekiyor. Hakan da, Yosi de gerçekten çok iyi oynamışlar. Ancak “Aşk Listesi”ndeki özellikler sürekli değişen rolüyle Sevinç, inanılmaz iyi ötesi oynamış.
Saniyede farklı özelliklere geçmesi, seyircide farklı bir etki yarattığını, bu keyifli oyunculuğa mizah da eklenince salonda kahkaha seslerinin yükseldiğini duyuyorsunuz.
Keşke Türk televizyonlarında bu tarz mizah, kahkaha dolu diziler olsa. Aşk Listesi 2 perde 90 dakika, moralini kahkaha ile taçlandırmak isteyenler oyunu izlemeli.
GÖNÜL YAZAR’DAN SELAM VAR
Evde oturuyorum, telefonum çaldı; arayan Gönül Yazar'dı. Ece Aksoy ile ilgili yazdığım yazıyı okumuş. Uzun zamandır sohbet etmemiştik; bu sefer uzun bir sohbet ettik. Ece, ikimizin de yakın dostuydu. Yaptığı yemeklerin lezzetini ve attığı fırçaların harbiliğini konuştuk. Gönül Hanım, bir süredir evinden dinleniyor. Kızı Yasemin Simavi, ev işleriyle ilgilenecek bir yardımcı tutmuş; her şeyiyle bu görevli kadın ilgileniyor. Dışarı hemen hemen hiç çıkmıyor. Sadece yakın arkadaşı Süha’nın yardımıyla geçenlerde “Yaşam Boyu Onur Ödülü” almaya çıkmış. Gönül Yazar’ın tek ziyaretçisi de zaten Süha. Yaklaşık 50 dakika boyunca konuştu Gönül Yazar ve hep eskileri anlattı. Keyfi, neşesi, kahkahası yine yerindeydi. Zaman zaman duygulandı, ağladı; arada şarkı söyledi, neşelendi. Hayatımızın rengi, kokusu, neşesi, kıymetlisidir Gönül Yazar.
NUR KARDEŞLER’İN DOĞUM GÜNÜNDE NÜKHET DURU SAHNESİ...
Yeşilçam sinema kültürünün önemli ismi Nur Kardeşler, Çapa Pera’da keyifli bir doğum günü partisine imza attı. Nükhet Duru’nun sahne aldığı geceye Halil Ergün, Erhan Yazıcıoğlu, Ahmet Sezerel, Ayşen Sezerel, Volkan Severcan, Çelik Öztunç, Özlem Muşdal ve namı diğer Gügü, yani Gülsüm Sami ile kalabalık bir davetli katıldı.
Nur’un doğum günleri, Yeşilçam grubunun en renkli aktivitelerindendir.
Geçen yıl güçlü ses Yeliz ile Beyoğlu’nda kutlamıştı. Bu sene Beyoğlu’nda bu kez İzzet Çapa’nın işletmeciliğini üstlendiği Çapa Pera’da kutladı.
Gece de Nükhet Duru sahne aldı. Nükhet’in bacağını akrep ısırmış ve ısırdığı yerde parça da bırakmış. Bacağından operasyon geçirmiş ve konserlerine bir süre ara vermek durumunda kalmış.
Sevgili Nükhet, bu aranın ardından Nur’un doğum gününe denk gelen günde sahne aldı ve hepimizi çok eğlendirdi. Gülşah Saraçoğlu’nun kıyafetiyle sahneye çıktı, 2,5 saat bana mısın demeden, sesi tek bir şarkıda bile titremeden hepimize unutulmaz zaman geçirdi.
Erhan Yazıcıoğlu’nun isteği üzerine “Melankoli”yi seslendirdi. Salon, çık çıkarmadan Nükhet Duru’yu dinledi. Halil Ergün’ün isteği üzerine “Elveda Gençliğim” şarkısını söyledi.
Nükhet Duru sahnesi tek kelimeyle muhteşemdi. Nur’a da yeni yaşında sağlık, bereket, mutluluk ve huzur diliyorum.
NOT: Nünü, sahneden dostlarını takdim ederken beni “Hattori Hanzo” diye taktim etmesine halen gülüyorum.
Yonca Evcimik’ten bomba dönüş: “Lambada” ile müzik listelerine enerji geldi!
90’lar Türkçe popunun öncü ismi Yonca Evcimik, uzun bir aranın ardından yeniden yeni şarkısıyla adından söz ettiriyor! Yaptığı ilklerle her döneme damgasını vuran Yonca Evcimik, yüksek enerjili yeni şarkısı “Lambada” ile iddialı…
Sözleri Kerem Güneş, müziği Enis Yüzer, düzenlemesi ise Tüzzün imzası taşıyan “Lambada”, ritmik altyapısı, dans temposu ve enerjik melodisiyle dikkat çekiyor. Şarkı, 90’lar ruhunu modern pop sound’u ile birleştirerek dinleyiciye hem nostaljik hem de taze bir enerji sunuyor.
“Lambada”nın video klibi, yönetmen Alişan Günay Yıldırım tarafından çekildi. Yonca Evcimik klipte hem tarzı hem enerjisiyle göz kamaştırıyor.
Farklı saç stilleri, cesur kostümleri ve dinamik performansıyla yine farkını ortaya koyan Yonca Evcimik’e, klipte altı kişilik dans grubu eşlik etti.
Seyhan Müzik etiketiyle yayınlanan “Lambada”, tüm dijital müzik platformlarında dinleyicilerle buluştu. Yonca, bu şarkının medya tanıtımını da yapacak.
Oraya gidip bizzat izlenimlerimi de sizlerle paylaşacağım.
Yonca’nın bu enerjisi tüm sevenlerine geçti.