13 Haziran’da İsrail’in son derece karmaşık ve sofistike saldırılarıyla başlayan İran – İsrail Savaşı 12 gün sonra sona erdi.
Adını da Donald Trump koydu.
“12 Gün Savaşı”
“Pax Trump” yani Trump barışı kolay gelmedi.
Biraz metazori…
Biraz vaat…
Adına resmi olarak savaş denilmeyen savaşın yine adı tam konulamayan ürkek bir ateşkesi oluverdi.
Öylesine kırılgandı ki, İran’ın son anda attığı iki füzenin ardından onlarca İsrail savaş uçağı havalandı.
En ağır saldırılardan birini yapmak üzereydiler ki…
Araya yine “Pax Trump” faktörü girdi.
Yoğun diplomasi ve anlaşılan bir dizi fırçanın ardından Trump’ın açıklaması geldi.
“Tüm uçaklar geri dönecek ve İran'a dostça selam verecek. Kimse zarar görmeyecek. Ateşkes yürürlükte.”
“Pax Trump” döneminde çizgiler son derece belirsiz olduğu için elbette yürekler ağızlarda.
Çünkü hiçbir şeyin kesinliği yok bu dönemde.
İstikrarsızlığın istikrarı.
Trump seçimi “bütün savaşları bitireceğim” iddiasıyla kazanmıştı.
Ama dünyada işlerin seçim meydanlarında verilen sözlerle dönmediğini anlaması uzun sürmedi.
Ne Rusya’yı Ukrayna’da durdurabildi.
Ne de İsrail’i Gazze’de.
Putin’i ikna edebileceğini düşünecek kadar gerçeklere uzaktı.
Ondan Ukrayna’da bir ateşkes bile koparamadı.
“Arkadaşım Putin” bir anda “ona bir şeyler oldu, çıldırdı” ya dönüşüverdi.
Daha dün “çözüm için iki haftası var” diyerek üst perdeden konuşurken…
Bugün “Putin, Ukrayna’dan fazlasını işgal edebilir” demeye başladı.
İsrail’in Gazze’ye saldırılarını durdurma konusunda da iddialıydı.
Barış bir yana…
Gazze’ye yardım tırlarını bile sokmakta zorlandı.
Trump denilince “bu kadar da olmaz” dememek gerektiğini tam da o an anladık.
Filistinlileri başka ülkelere gönderip
Gazze’yi tatil merkezi yapmaktan bahsetti.
Üstüne yapay zekaya hazırlattığı…
İzleyenlere mide bulantısıyla karışık bir keder yaşatan o garip videoyu paylaştı.
“Pax Trump” diğer tarihi “Pax” lardan çok farklı.
“Pax Romana” yüzyıllar boyunca Roma ve çevresini barış ortamına sokmuştu.
“Pax Britanya” Napolyon savaşlarından 1. Dünya Savaşı’na kadar Avrupa’yı göreceli bir istikrara oturtmuştu.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından başlayan tartışmalı “Pax Amerikana” da bile öngörülebilir bir denge vardı.
Ve sonra dünya “Pax Trump” ile tanışıverdi.
Bu dönemin en büyük özelliği belirsizlik.
Çizgiler nerede başlıyor ve nerede bitiyor kimse bilmiyor.
Dün doğru olan bugün yanlış.
Bir türlü barışa uzanamayan…
Her an silahların yeniden patlayacağı katastrofik bir ateşkesler çağında yaşıyoruz.
Sürekli tetikteyiz.
Küresel anksiyeteyi artıran bir şey daha var.
“Pax Trump” kurallara göre değil kafasına göre takılıyor.
Ciddi ciddi 3. Dünya savaşı konuşulurken endişelenecek çok ama çok şeyimiz var.