Gezginler için kış döneminde mutlaka yapılması gereken geziler kategorisine “Kuzey Işıkları”nı ilk sıraya ekliyorum. Kış mevsiminde genelde kayak tatilini tercih edenler çok oluyor.
Kayak sporu ilgi alanımda olmadığı için genelde kayak merkezlerine dinlenmek için gidiyorum.
Sadece kayak yapanları izlemek, kar fotoğrafları çekmek ve kaldığım yere geri dönüp şömine başındaki aktiviteler ilgimi fazlasıyla çekiyor. Sevdiğim kayak merkezi şehirlerini belki başka bir yazıda yazarım.
Bu yazıda sizlerle Kuzey Işıkları'nı görmenin inanılmaz bir deneyimini paylaşacağım.
Kuzey Işıkları (Aurora Borealis) Türkiye’ye en yakın Avrupa'da görebileceğiniz bir doğa olayıdır.
Vizesi olmayanlar Rusya’yı da tercih edebilir. Ayrıca yeni İstanbul’dan direkt uçuşların başladığı İzlanda da alternatif destinasyonlar arasında; ancak ben oralarda değil, Avrupa’da deneyimlediğim için sizlere gittiğim yerleri yazdım. Bu yerler genellikle Kuzey Kutup Dairesi içinde veya yakınında bulunan ülkelerdir.
Bu yıl (2025) geçtiğimiz Şubat ayında Şişli’nin Kurtuluş semtinden arabayla çıkıp, Kuzey ışıklarını görmek için Kuzey Kutbu'na gitmiş bir kişi olarak, hazır zamanı gelmişken sizlerle bu bilgiyi paylaşmak istedim.
Peki, Kuzey ışıklarını görmeye nasıl gideceğiz? İşte bu ülkeler ve öne çıkan bazı noktalar.
Norveç, özellikle kıyı şeridi ve kuzey bölgeleri ile popüler bir destinasyondur. Tromsø: "Kuzey Kutbu'nun Kapısı" olarak bilinir. Aurora ovalinin hemen altında yer aldığı için ışıkları görme şansının en yüksek olduğu yerlerden biridir. Aynı zamanda birçok tur ve aktivite seçeneği sunar.
Örneğin, balinaları izleme ve yaban hayatı gözlemleme gibi aktiviteler yer alıyor. Tromsø’ye Türkiye’den direkt uçma imkanı yok. Oslo üzerinden aktarmalı gidebilirsiniz. Son dönemde Schengen vizesini Danimarka alanların çok olduğunu duyuyorum. İlk girişi Kopenhag'a yapanlar için buradan da direkt uçuş imkanı var. Ülkemizden kışın Amsterdam’a çok sık gidiliyor. Bir alternatif olarak Amsterdam’dan direkt uçuşlar başladı.
Eğer benim gibi arabayla gitmiyorsanız, Amsterdam üzerinden rahatlıkla uçabilirsiniz. Çok keyifli, inanılmaz deneyimlere tanıklık edeceğiniz bir yer.
Lofoten Adaları: Dramatik fiyort ve dağ manzaraları eşliğinde kuzey ışıklarını izlemek için muhteşem bir yerdir. Norveç’in kuzeyine kadar gidenler mutlaka bu takım adalara uğramalarını tavsiye ederim.
Geçen yıl Reine’ye gittim.
Lofoten'in en kartpostallık köyü olarak bilinir. Etrafı fiyortlar ve dik dağlarla çevrilidir.
Reine'ye çok yakın olan Hamnøy’a gittim.
Bu köy, Lofoten'in en çok fotoğraflanan manzaralarından birine, deniz kenarındaki kırmızı kulübelere ve köprülere sahiptir. Henningsvær ise "Kuzey'in Venedik'i" olarak adlandırılır.
Norveç’te sıkıntı, yolların tek şerit olması; zaman zaman karşıdan gelen aracı bekleyip yol vermeniz gerekiyor.
Benim başıma gelen hadise ise Reine’de düşen kaya parçasının yolu kapaması nedeniyle güzergahımın epey uzamasıydı. Bunlara dikkat etmek gerekiyor.
Doğanın bu güzelliğini görmenizi tavsiye ederim.
Norveç’te ne yiyebilirsiniz?
Lofoten Adaları'ndaki restoranlarda yiyeceğiniz yemekler inanılmaz lezzetli. Norveç denizinin en önemli balığı Morina Balığı (Torsk) ve Kış Morinası (Skrei) çok lezzetlidir.
Barents Denizi'nden Norveç kıyılarına göç eden Skrei (Kış Morinası), en değerli ve lezzetli morina türü olarak kabul edilir.
Tromsø'da bu mevsimsel lezzeti bulabilirsiniz. Aman alengirli soslarla yemeyin.
Sade, geleneksel tarzda olanını tercih edin.
Ya da sosu başka bir kapta isteyin; lezzeti pekiştirirse kullanın derim.
Kral Yengeci (Konigskrabbe) Kuzey Kutbu'nda deneyimlenmesi gereken bir tattır.
Sade, tereyağlı veya hafif baharatlarla servis edilir. Eti çok tatlı ve suludur.
Balık Çorbası (Fiskesuppe) benim en sevdiğim yemektir. Kreması çok olmamakla birlikte oldukça lezzetlidir.
Kurutulmuş Balık (Tørrfisk) morina, balina gibi balıkların kurutulmuşları vardır.
Arktik rüzgarı ve soğuk hava ile açık havada kurutulmasıyla elde edilir.
Lofoten Adaları ile özdeşleşmiştir, ancak tüm Kuzey Norveç'te tüketilir.
Gelelim bizim damağımıza uygun et türlerine. Ren Geyiği Eti (Reinsdyr), Kuzey Norveç ve Sámi kültürünün temel protein kaynaklarından biridir. Yağsız ama mutlaka denenmesi gereken bir lezzettir.
Balina Eti (Hvalkjøtt), Norveç'te yasal ve tartışmalı bir geleneksel avcılık ürünüdür. Yerel menülerde bulabilirsiniz. Ben etini değil, ancak salamurasını yedim. Balina eti deneyimini Barbados’ta yaşamıştım.
Tarçınlı Çörek (Kanelboller), İsveç ve Norveç'in en sevilen fırın ürünlerinden biridir. Bol tarçınlı bir çörektir.
Skolebrod (Okul Ekmeği), üstü hindistan cevizi serpilmiş, ortası sarı krema (muhallebi) dolu, tatlı bir Norveç çöreğidir.
Finlandiya Lapland ve Santa Claus deneyimi
Yaptığım bu gezide bir diğer durağım ise Finlandiya Laponyası oldu. Özellikle cam iglolar ve konforlu konaklama seçenekleriyle ünlüdür. Rovaniemi, bu bölgenin en keyifli şehirlerinden biridir.
Bir süre şehir merkezinde kaldım.
Perdeleri açıp elinizde kahve ile beyaza bürünmüş şehrin sakinliğini izlemenizi tavsiye ederim. Burada ilgi çekici olan, yılın neredeyse yarısının şehrin beyaza bürünmesi ve insanların çoğu zaman buz üzerinde yaşamasıdır.
Kuzey ışıkları için ise şehir dışına çıkarak izleme şansınız yüksektir.
Saariselkä, Kakslauttanen ve Inari: Bu kuzey bölgeleri, cam iglolarda yattığınız yerden kuzey ışıklarını izleme imkanı sunar ve Lapland'ın derinliklerinde yer aldığı için ışık kirliliği düşüktür. Finlandiya'nın en kuzeyine gittikçe şansınız artar.
Rovaniemi’nin bir diğer özelliği ise Finlandiya’ya giden göçmenlerin yaşadığı bölgedir. Şehrin sokaklarında gezerken Türkiye’den Finlandiya’ya gelip bu şehirde pizza dükkanı açan kişilerle Türkçe konuşmuştum. Kürtler de oldukça fazlaydı.
Rovaniemi’nin marketleri de alışveriş yapmak için oldukça keyiflidir. Şehirde turizm ofislerine gittiğinizde sizi yönlendirecek çok sayıda aktivite bulmanız mümkündür.
Noel Baba’nın köyü olarak bilinen Santa Claus, bir gün boyunca eğlenebileceğiniz çok keyifli bir alandır.
Çocuklu aileler için burası nokta atışı olur. Ren geyikleri, buz pateni alanları ve kafeler bulunmaktadır.
Ayrıca 1 saat uzaklıktaki hayvanat bahçesinde kutup ayılarını da görebilirsiniz.
Ormanın içine yayılmış, doğal park alanı içindeki bu yerde çeşitli hayvanlar görebiliyorsunuz. İpucu olarak, eğer tur gezisiyle giderseniz bir tık pahalı, ancak kiraladığınız kendi aracınızla giderseniz kar koşullarına uygun olmasına dikkat ederek sadece giriş ücreti ödeyerek bu ziyareti yapabilirsiniz. Ancak yolların buzlu ve karlı olduğunu unutmamanız gerekiyor.
İsveç’te Kiruna ve Abisko inanılmaz
Gelelim İsveç’e. Avrupa’da en çok gittiğim ülke İsveç oldu.
Levent Özçelik ile “Kuzey” projesini yaparken tüm İsveç’i baştan sona gezmiştim.
Kuzey ışıkları için İsveç Laponyası tercih edilen yerlerden biridir.
İlk durağımız Kiruna.
Bu şehrin hem yaz hem de kış mevsimine tanıklık ettim. İsveç Laponyası'ndaki en büyük şehirlerden biridir. Stockholm’den tren ya da uçakla ulaşmanız mümkündür.
Kiruna’da özellikle Buz Otel deneyimi inanılmazdır.
Maden ocaklarıyla meşhur bir şehirdir. Sami Köyü de mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelir.
Kiruna’dan sonra Abisko’ya mutlaka gitmelisiniz. Gittiğinizde Abisko Aurora Sky Station’da yer alan restoranda mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. Bilimsel olarak kanıtlanmış "Mavi Delik" adı verilen özel bir hava durumuna sahiptir; bu da çevredeki bölgeler bulutluyken bile buranın gökyüzünün açık kalma ihtimalini artırır.
Kuzey ışıklarını izlemek için dünyanın en güvenilir yerlerinden biri olarak kabul edilir. Aurora Sky Station internet sayfasına girip rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
Bu tesise gitmeniz için mini bir eğitimden geçiyorsunuz.
Özel kıyafetler ve teleferik ile zirveye ulaşıyorsunuz. Keyifli bir yemekle unutulmaz Kuzey Işıkları deneyimi yaşıyorsunuz.
Bana göre bir tık pahalı. Sizlere göre ne olur, bilemem.
Altını kalınca çizmeliyim ki, pahalı ya da ucuz, bu tesise mutlaka gitmelisiniz.
Geziye çıkmadan önce bütçenizi ona göre ayarlamalısınız.
Madem Abisko’ya kadar gittiniz bu deneyim inanılmaz olacağının sözünü size bu yazıdan verebilirim.
Keyifli, neşeli, bereketli, lezzetli yemeklerin yendiği, bol fotoğraflı ve en güzel anıları yaşadığınız bir kuzey gezisi olmasını dilerim.
NOT: Kuzey ışıklarını gidip göremeyen çok oluyor. Ben ise her gittiğimde, üstelik her bölgede görme imkânım oldu. Bunun için mutlaka telefonunuza Aurora Borealis uygulamalarını indirin. Gitmeden önce hem haritadan hem de canlı kameralardan ışıkların olduğu bölgeleri ve saatlerini gözlemleyin. Hava durumu ve zamanınızı ona göre planlarsanız, Kuzey ışıkları altında dans etmenize kimse engel olamaz. Altını kalınca ve önemle çizmeliyim ki, kiraladığınız araçların kar koşullarına uygun olmasına dikkat edin. Bu geziye çıkmadan önce mutlaka kar üzerinde araba kullanmayı bilen hocalardan eğitim almanızı tavsiye ederim. Şehir merkezinde kalanlar, ışıkları görmek ya da bölgede gezmek için gece sakin alanlara arabayla gidecekler. Hiç araba kullanmak istemeyenler ise gündelik turlarla bu sorunu çözebilirler
Selim İleri’den “Sen Diye Biri”
Çok ani kaybettik Selim İleri’yi. Değerli hocam, dostum, zaman zaman konuşup mesajlaştığım, edebiyatımızın önemli ismi Selim İleri’nin okurlarına veda ettiği eseri "Sen Diye Biri", Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflarda yerini aldı.
Roman elime ulaşır ulaşmaz okumaya başladım.
Ancak biteremedim. Yani bu yazı kitabın çıktığına dair duyuru gibi.
Okuyup ona göre değerlendirme yazısı yazacaktım, ancak mümkün olmadı.
Öylesine zor okunan bir kitap ki, bitirmeyi beklersem üzerinden epey zaman geçecek.
Bizi geçmişte bir yolculuğa çıkaran roman, 1971 yılına, Cüneyt Arkın ve Selim İleri’yi buluşturan “Günahsızlar” filminin çekimlerine dek uzanıyor. O dönemde Cüneyt Arkın ünlü bir sinema oyuncusu, Selim İleri ise düşlerinin peşinde genç bir öykücüdür. Kitabın editörü Rûken Kızıler, yolladığı basın bülteninde konuyu çok iyi özetlemiş “Kendi içinde yinelemelerle genişleyen bu hikâye Cüneyt Arkın ve Selim İleri’nin hikâyesi dikkatli bir okumayı gerektiriyor. Değişen özne yapısı ve bilinçli yanlış hatırlamalarıyla anlatıcı, kendi kuşkusunu okura sirayet ettirmek istiyor âdeta. Yazılış tarzıyla koşut bir okuma deneyimi; cümleleri başa dönerek ve anlatılanları not alarak, ancak olayların her zaman yazarın ışık tuttuğu gibi gelişmemiş olabileceğini de bir kenarda tutarak. Selim İleri bu tuzaklı yinelemelerin iplerini başından sonuna sımsıkı tutuyor.” Selim İleri’nin “Mel'un: bir us yarılması” kitabını da çok zor okumuştum.
Kalben’den “Kasım Yağmurları” şarkısını dinlediniz mi?
Sonbahar kışa dönerken, sözü ve müziği Kalben’e, aranje ve düzenlemesi Güneş Özgeç’e ait olan “Kasım Yağmurları” şarkısı yayınlandı. Şansonlardan, aşk baladlarından, birbirine mektup yazan ve yağmur altında yarenini bekleyen eski aşıklardan ilham alan şarkının gitar prodüksiyonu Mehmet Mutlu’ya, miksi Alp Turaç’a, mastering’i Ahmet Gökhan Coşkun’a ait. Kentin yorucu temposu içinde bir orman arayanları davet eden flüt sesleri ise Duygu Kozak Şahiner’den. Kalben’e geri vokalde eşlik eden güzel ses de Güneş Özgeç’e ait.
Kalben’i tanıdığımız ilk halinden bugünkü haline uzanan klip, 10 senelik bir zaman dilimi içinde gelişen ve bir türlü çiçeklenmeyen bir aşkın hikâyesine odaklanıyor. Sürekli yolda olan, üreten, çalışan, ekonomi yaratan başarılı bir kadın olmanın yanı sıra bir insan olmaya dair yalnızlıklara yakından bakan klibin başrollerinde Cakemosq adıyla tanıdığımız Onur Gökhan Gökçek, Tuğçe Dönmez, Elif Çelik, Güneş Özgeç ve Kalben’in sahne arkadaşlarıyla eşleri var. Kalben’in rahmetli annesinin anısına kurduğu yapım şirketi Hoş Bir Seda ve DMC ortaklığından doğan “Kasım Yağmurları” tüm dijital platformlarda yayınlandı.
Deniz Görkem Kaya ile Adalarda Yaşamak
Geçenlerde Yonca Evcimik’in “Lambada” şarkısının tanıtım partisine katıldım.
Yeliz, Deniz Seki, Zeyno Günenç, Cemal Günbaş, Rafet Acar, Engin Can Tura, Samet Güneç, Özgür Aras ve bu davette tanıdığım Deniz Görmen Kaya ile birçok ünlü şarkıcı, oyuncu, modacı ve gazeteci vardı.
Deniz Görkem Kaya’yı özellikle yazıyorum çünkü Instagram hesabında “Adalarda Yaşamak” başlığıyla inanılmaz keyifli bir çalışma yapıyor.
Kendi adıyla var olan Instagram hesabında İstanbul’un sevilen ilçesi Büyükada’da yaşama deneyimini vlog, yani videolu anlatım tarzında takipçileriyle paylaşıyor.
Bu Instagram dizisini ilgiyle takip ediyor ve izliyorum.
Bana göre İstanbul’un incisi adaları, radyocu meslektaşımın çerçevesinden izlemek keyif verici.
Deniz’in bu videolarıyla Adalar’ı daha da sevdiğimin altını çizmek isterim.
Sosyal medyada kaliteli içerik olunca, sizlerle de paylaşmak istedim.