Daha önce hiçbir nesil bu denli tehdit altında kalmamıştı! Günümüz gençleri bir dizi tehditle karşı karşıya

Ergenlik dönemi, kaygıyla ve bir dolu zorlukla geçebilir. Ancak hazırlanan bir rapora göre günümüz gençliği, daha önce hiçbir neslin karşılaşmadığı derece benzersiz tehditlerle karşı karşıya.

Lancet dergisinde yayımlanan raporda, 10 ila 24 yaş arasındaki bir milyardan fazla genç, 2030 yılına kadar ciddi sağlık sorunları yaşama riskiyle karşı karşıya. Bu da dünya genelindeki ergen nüfusunun en az yarısının tehdit altında olduğunu gösteriyor.

ERGENLER BİRÇOK TEHDİTLE YÜZ YÜZE

Ergenler artan obezite oranları ve ruh sağlığı sorunları yaşarken, aynı zamanda dijital teknolojilerin etkisi altında ve küresel iklimle de boğuşuyorlar.

Raporun bulgularında bazı iyi haberler olsa da (sigara ve alkol kullanım oranlarının azalması ve özellikle kızlar için eğitime daha iyi erişim) rapor, gençlerin sağlığının belirsiz ve hızla değişen bir dünyada "bir dönüm noktasında" olduğu konusunda uyarıyor.

İSTİKRTARSIZ KÜRESEL İKLİM TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA OLAN İLK NESİL

Bu nesil, hayatlarının tamamını istikrarsız küresel iklimin gölgesinde yaşayacak ilk nesil olacak.

2100 yılına gelindiğinde, tahmini olarak 1,8 milyar genç, sanayi öncesi dönemlere kıyasla yaklaşık 2,8°C daha sıcak küresel sıcaklıklarla karşılaşacak. Bu değişim, aşırı hava olaylarını, gıda güvensizliğini, biyolojik çeşitlilik kaybını, sosyal istikrarsızlığı ve dünya çapında sıcaklıkla ilişkili hastalıkları yoğunlaştıracak.

DİJİTAL YERLİLERİN İLK KÜRESEL NESLİNİ OLUŞTURUYORLAR

Rapora göre ergenler, "dijital yerlilerin ilk küresel neslini" oluşturuyor.

Dünya genelinde 15-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 79'u internete erişebiliyor. Yüksek ve orta-üst gelir grubundaki ülkelerde ise gençlerin yüzde 95'i internete bağlanıyor.

Dijital teknolojiler muazzam fırsatlar sunuyor. Ancak aynı zamanda gençleri yanlış bilgilere, siber zorbalığa ve rahatsız edici içeriklere maruz bırakabilirken, sosyal izolasyonu ve fiziksel hareketsizliği artırabilir.

OBEZİTE ORANLARI ARTIYOR

Obezite oranları dünyanın her yerinde artıyor ve 1990'dan beri Afrika ve Asya'nın bazı bölgelerinde sekiz kata kadar arttı. Rapor, 2030'da dünya çapında yaklaşık 464 milyon ergenin aşırı kilolu veya obez olacağını (2015'tekinden 143 milyon daha fazla) öngörüyor; bu eğilim, Tip-2 diyabet ve kalp hastalığı gibi obeziteyle ilişkili durumların riskini artıracaktır.

Obezite ergen sayısındaki artış, genellikle daha uygun fiyatlı ve erişilebilir olan sağlıksız yiyeceklere erişebilir olmakla bağlantılıdır. Gazlı içecekler veya enerji içecekleri gibi şekerli içecekler, sorunun temel itici gücüdür. Ergenlerin bu içecekleri tüketimi, yüksek gelirli ülkeler, Latin Amerika ve Karayipler hariç her bölgede %24 ila %33 oranında artmış durumda. Dünyadaki ergenlerin yarısından fazlası artık günde en az bir kez şekerle tatlandırılmış içecekler tüketiyor.

Raporda ayrıca ergenlerin daha hareketsiz bir yaşam tarzı benimsedikleri, bunun nedeninin ise çok fazla ekran başında zaman geçirdiğine yer verildi. Bunun nedeni olarak ise hava kirliliği, hava koşulları, spor veya açık hava egzersizlerine katılımlarının kısıtlı olduğuna yer verildi.

ARTAN RUH SAĞLIĞI SORUNLARI

Raporun dikkat çekici sonuçlarından biri, ruhsal bozukluklar ve intihar nedeniyle 2030 yılına kadar 42 milyon sağlıklı yaşam yılının kaybedileceğinin öngörülmesi. Bu oran, 2015’e kıyasla 2 milyon artış anlamına geliyor ve küresel ölçekte gençler arasında derinleşen ruh sağlığı krizine işaret ediyor. Dijital teknolojilerin baskısı, iklim değişikliğinin yol açtığı belirsizlik ve özellikle COVID-19 salgını gibi sarsıcı olaylar, bu eğilimleri daha da körüklüyor.

Raporda, gençlere yönelik ruh sağlığı hizmetlerinin kapsamının acilen genişletilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aynı zamanda toplumların, ergenlerin kaygı, stres ve depresyonla başa çıkabilmesi için güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’ndan epidemiyoloji doçenti Aoife Doyle ise sürecin bir dönüm noktasında olduğunu düşünüyor.

Uzmanlar, söz konusu sorunların birbirinden bağımsız gelişmediğini özellikle vurguluyor. Obezite ve ruhsal çöküntü gibi başlıklar, dijital dünyanın baskısı ve iklim kaynaklı stresle doğrudan ilişkili.

Yaşam Haberleri