Ekol TV ekranlarında yayınlanan Oylum Talu ile Hafta Sonu programının konuğu, alanında birçok rekora imza atan Milli Dalgıç Şahika Ercümen oldu. Programda hem suyun derinlikleri hem de insan ruhunun gücü konuşuldu.
REKOR CUMHURİYET'E VE GAZZE'YE İTHAF EDİLDİ
Dalıştan yeni geldiğini ve ancak nefes alabildiğini belirten Milli Dalgıç Şahika Ercümen, kırdığı dünya rekorunun detaylarını şöyle aktardı:
"Daha yeni geldim, hani anca nefes alabiliyorum. 107 metreyle paletsiz, tek nefesle dünya rekorunu kırdık ve Cumhuriyet'imize tabii ithafendi benim için. Ama bunun yanında tüm dünyanın da aslında hem kanayan yarısı olan hem hepimizin değişmesini umduğu... Gazze'ye küçük bir nefes olabilmek, Gazze nefes alsın diye bir farkındalık oluşturabilmek için oraya da ithaf etmek istedik. Çünkü bundan 11 sene önce ilk kırdığım rekorlardan bir tanesinde tam biz dalacağız bu süreç başladı. Hatta o kadar aklımız orada kaldı ki. Rekoru kırmasak mı? Orada ne oluyor acaba? Savaş başlıyor vesaire. Çıktığımda ilk düşündüğümüz şey ya Gazze inşallah nefes alırdı. Çünkü o dakikalarca suyun altında kalıp nefessizliğin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Ve bundan 11 sene geçti. O sürecin hem takipçisi olduk hem de baktık ki çok şey değişmedi. Dolayısıyla biz hala yanınızdayız ve ne kadar çok insan belki bunu unutturmazsa o kadar hızlı bir hareket edilebilir diye düşündük. Küçücük bir nefes olmaya çalıştık. O yüzden dalış sonunda Gazze nefes alsın da dedik."
3 DAKİKA 21 SANİYEDE 107 METRE
Şahika Ercümen, 107 metreye inip çıkmanın süresini ise şu şekilde açıkladı:
"107 metre inip çıkmam 3 dakika 21 saniye sürdü. Aslında hareket ettiğimiz için bu. Yani o derinliğe inip çıktığımız için mesela şu an nefes tutalım desek, hareketsiz bir şekilde konsantre olsak işte 6,5 dakika tutabiliyorum. Ama o derinliğe inebilmek için, orada basınçla mücadele edebilmek için bu 3 dakika 21 saniyeye düşüyor."
EN ZORU KULAK DENGELEMESİ
Derinliğe inerken en çok zorlayan konuyu açıklayan Milli Dalgıç Şahika Ercümen, teknik zorluklara değindi:
"O metrelere kadar inebiliyoruz ama orada bile bazen çok az bir havamız olduğu için artık vücudumuzda yetmeyebiliyor ve o kulak zarı dengelemesini yapamayabiliyoruz bir noktada. İnerken sorun bu olabilir ama çıkarken de bir sürü zorluk bekliyor. Orada da oksijenimiz çok azalıyor artık ve son metreler bu işin en riskli; bir oksijenin azlığından dolayı bayılma riski veya bir hata yapma riski olabilir. Sağlıklı bir şekilde yapabilmek için bizim için mesela son 10-15 metre çok önemli. Hatta orada sizinle birlikte son 20-30 metreyi güvenlik dalgıçları eşlik ediyor. Herkes şeyi soruyor yani seninle onlar indi mi en derine ya da dipte birileri var mı? Hayır, dipte kimse yok, sadece son 30 metrede güvenlik ekibimiz bana eşlik edip sağlıklı bir şekilde çıkmamı sağlıyor."
"ASANSÖR SANİYEDE 2 METRE HIZLA AŞAĞI İNİYOR"
Kendi kategorisinde bir asansör desteğiyle daldığını belirten Ercümen, bunun getirdiği zorluğa dikkat çekti:
"Bu kategoride ben bir asansör desteğiyle iniyorum. Asansörün üzerinde hızlı bir iniş yapıyorum. Ve bu branşın en büyük zorluğu çok hızlı şekilde aşağıya inmek. O zaman dengelemek daha da zor oluyor. Zaten zor olan o metrelerdeki kulak dengelemesini çok hızlı şekilde yapman gerekiyor. Ufacık bir hata hani orada dalışı sonlandırabilir. Bu asansör mesela bir saniyede iki metre hızla aşağıya iniyor. Baya bir taş atmışsınız gibi aşağıya düşüyorsunuz. Buna adapte olabilmek için vücudumu rahat, konsantre. Büyük bir teslimiyet gerektiriyor. Buna da zihnini ikna etmen gerekiyor. Çıktığım ana kadar, son ana kadar o havayı tutuyorum. Suyun altında kalmanın kuralı da o. Hava vermeyiz. Daha uzun kalabilmek için o oksijeni içimizde ne kadar zorlansak da tutarız."
Rekorun hakemler tarafından tespit edilmesinin, dipteki kameralar ve manipüle edilemeyen dalış saatleriyle gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
TÜRKİYE’Yİ TANITMAK İÇİN KAŞ’TA DALDI
Neden hep tropik sularda dalındığı sorusuna yanıt veren Şahika Ercümen Türkiye'ye dair bölümleri detaylıca aktardı:
"Aslında bu son dünya rekorunu biz Antalya'da kırdık, Kaş'ta. Bir öncekini Hatay'da, Suriye sınırında kırdık. Ben zorunlu olmadıkça oralara gitmek istemiyorum. Sadece oralarda genelde yarışmalar, resmi yarışmalar düzenlenebiliyor. Şartların elverişli olabilmesi için bazı yarışmalar o bölgelerde olabiliyor. Ben de özellikle dünya rekorlarını Türkiye'de kırmayı tercih ediyorum. Ki şartlar evet biraz daha zor çünkü suyun altı soğuyor. Yani 100 metrede çok üşüyorsunuz oraya indiğinizde. Çok karanlık. Daha tropik yerlerde böyle sorunlar çok olmuyor. Ama buna rağmen ülkemizi tanıtabilme fırsatım varsa... Çünkü o gün gerçekten bütün haberlerde çıkıyor, dünya basınında çıkıyor. Ben orada Türkiye'nin isminin ve bu suların görünebilmesinin bir vesilesi olabiliyorsam, daha zor olsun ama ülkemizde olsun diye Türkiye'de yapıyorum."
"BENİ BIRAKMAYA YÖNLENDİREN ÇOK ŞEY OLDU"
Diyetisyenlik okurken başladığı dalgıçlık kariyerinde, Türkiye’deki spor anlayışının futbola odaklı olmasından kaynaklı zorluklar yaşadığını belirten Şahika Ercümen, özellikle sponsorluk bulma sürecinin inişli çıkışlı olduğunu anlattı:
"Bu yolculuğun başında bir kere Türkiye'de zaten ben dalgıç olacağım diye bir hayal kurmak bile çok zordu... İş için bırakmak istemedim. İlk üniversiteden mezun olunca dünyanın en zor rekorlarından birini denemeye cesaret edip sponsor aramaya başladım. Hatta kimseyi inandıramadım. Çok zar zor bunu finanse ederek böyle buzun altında dünya rekorunu biz kırdık. O süreçte ilk dünya rekorundan sonra hep inişli çıkışlıydı. Sponsor bulamadım, kaç kere rekor denemesini yapamama, iptal etme durumumuz oldu. Çok bırakmam gereken demeyeceğim ama beni bırakmaya yönlendiren çok fazla şey oldu. Ama bu bir tutku ve ülkemi temsil edebilmek ve iyi şekilde temsil edebilmek kadar hayatta beni mutlu eden bir şey yok. Dolayısıyla devam ettim hep."
YENİ HEDEFLER: KIZ ÇOCUKLARI VE SU KORUMA PROJELERİ
Astım problemiyle başlayan sporculuk hayatında, asıl amacının sadece rekor kırmak olmadığını vurgulayan Ercümen, sosyal projelerine değindi:
"Açıkçası böyle tek amacım rekor kırmak ve limitleri zorlamak değil. Limiti zorlamıyorum. Limitleri geliştiriyorum. Ama bunun yanında ben bu dünya rekoru kırınca tüm dünyaya bir mesaj verebilme şansım oluyor. Bir sürü kız çocuğu yüzmeye başlıyor. Suları korumak için bir sürü Birleşmiş Milletlerle projelerimiz var. Onlara bir farkındalık oluşturabiliyorum."
Ercümen, dalışa odaklanma sürecinde ailesini bile aramadığını çünkü heyecanlı ya da üzüntülü bir ses tonunun kendisini etkileyebileceğini belirterek, rekor sonrası ilk işinin ise saatler süren doping testine tabi tutulmak olduğunu esprili bir dille aktardı. Oylum Talu’nun, yeni rekor denemesi olup olmayacağı sorusuna ise: "Hemen hedef koymadım. Açıkçası biraz nefes almak istiyorum. Ama emin olun ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğim" yanıtını verdi.