Dünya genelinde 700 milyondan fazla kişi kronik böbrek hastalığından etkileniyor. Fakat her 10 hastadan 9’u, hastalığının farkında olmadan yaşıyor. Bu hastalık sessiz şekilde ilerlediği için birçok kişi ancak ileri evrede teşhis alıyor.
Sessizce ilerliyor: 10 kişiden 9’u farkında bile değil! Aslında böbrekler sinyali veriyor olabilir
Kronik böbrek hastalığı dünyada hızla yayılıyor. Her 10 kişiden 9’u bu hastalığa sahip olduğunu ancak ileri evrelere ulaştığında öğreniyor. Uzmanlar ise erken teşhisin hayat kurtardığını ve yeni tedavilerin umut verici olduğunu söylüyor.
AĞRI OLMADIĞINDAN GEÇ TEŞHİS ALINIYOR
Yaklaşık 700 milyon insan kronik böbrek hastalığıyla mücadele ediyor. Yalnızca ABD’de 35,5 milyon kişi bu hastalığa sahip. Buna rağmen hastaların büyük kısmı, hastalık ilerleyene kadar farkında varmıyor. Uzman nefrologlar, “Böbrek hastalığında ağrı olmaz, bu yüzden çoğu kişi geç teşhis alıyor” diyor.
KRONİK BÖBREK HASTALIĞININ RİSK FAKTÖRLERİ
- Diyabet ve yüksek tansiyon
- Obezite ve otoimmün hastalıklar (lupus, IgA nefropatisi vb.)
- İlaçların aşırı kullanımı (NSAID’ler, antiasitler)
- Aile öyküsü
- Çevresel faktörler (hava kirliliği, toksinler, iklim değişikliği)
1990 yılından beri böbrek hastalığı vakaları dünya genelinde %90 arttı. Araştırmacılara göre bu artışın arkasında modern yaşam tarzı, çevresel etkiler ve sağlık hizmetlerine erişim sorunları var.
EN BÜYÜK TEHLİKE: KALP HASTALIĞI
Kronik böbrek hastalığı yalnızca böbrekleri etkilemiyor. Kalp-damar hastalıklarıyla da doğrudan bağlantılı. Uzmanlar, “Böbrek ve kalp birbirine sıkı sıkıya bağlı. Biri zarar görürse, diğeri de etkileniyor” diyor.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Böbrek fonksiyonları basit kan ve idrar testleriyle kontrol edilebiliyor. Albumin ve kreatinin ölçümleri, böbreklerin ne kadar iyi çalıştığını gösteriyor. Düzenli kontroller sayesinde hastalık ilerlemeden durdurulabiliyor.
YENİ TEDAVİLER UMUT VERİYOR
Eskiden tek seçenek diyaliz veya nakilken, bugün tablo değişti.
Yeni diyabet ilaçları (SGLT2 inhibitörleri, GLP-1 reseptör agonistleri) hem böbrek hem kalp sağlığını koruyor.
Ozempic gibi ilaçlar, klinik çalışmalarda ölüm oranlarını ciddi şekilde düşürdü.
Genetik ve otoimmün böbrek hastalıklarına yönelik yenilikçi tedaviler geliştiriliyor.
Uzmanlar, bu tedavilerin hastalığın ilerlemesini on yıllarca yavaşlatabileceğini ve milyonlarca kişiyi diyaliz ya da nakil ihtiyacından kurtarabileceğini söylüyor.