Yapılan araştırmalar, Avrupa’da uzun zamandır öksürük ilaçlarında kullanılan Ambroksol adlı maddenin, parkinsonun zor belirtilerini stabilize edebileceğini ve düşme riskini azaltabileceğini ortaya çıkardı. Kan-beyin bariyerini kolayca geçen Ambroksol, özellikle genetik risk taşıtan Parkinson hastalarında beyin fonksiyonlarını koruyabilir.
ÖKSÜRÜK İLACINDAKİ MADDEDEN PARKİNSONA YENİ UMUT
1979 yılından beri Avrupa’da öksürük ilaçlarında kullanılan Ambroksol isimli madde, şimdi bambaşka bir umut kapısını aralıyor. Bu bileşik, Parkinson hastalığına bağlı demansın en zorlu nöropsikiyatrik belirtilerini yavaşlatma potansiyeline sahip.
Ambroksol; ABD, Kanada ve Avustralya’da onaylı olmasa da, Avrupa’da reçetesiz satılan pek çok öksürük şurubunda ve tablette bulunuyor. Bu sıradan içerik, şimdi sıradışı bir amaca hizmet edebilir.
KÜÇÜK AMA UMUT DOLU
Altın standart olarak kabul edilen faz 2 klinik araştırmada, Parkinson demansı olan 22 hasta bir yıl boyunca yüksek doz Ambroksol kullandı. Sonuçlar ise oldukça çarpıcıydı.
Ambroksol kullananlarda semptomlarda kötüleşme görülmedi. Plasebo grubundaki 25 hastada ise nöropsikiyatrik semptomlar belirgin şekilde kötüleşti.
Nöropsikiyatrik skorlar üzerinden yapılan değerlendirmede; Ambroksol kullananlar ortalama 2,45 puan iyileşme gösterirken, Plasebo grubundakiler 3,73 puanlık bir kötüleşme yaşadı.
Her iki grupta da hafıza ve dil becerilerinde benzer sonuçlar gözlemlendi. Ancak Ambroksol, özellikle sanrılar, halüsinasyonlar, anksiyete, sinirlilik, ilgisizlik ve motor ajitasyon gibi belirtileri sabit tutmayı başardı. Ayrıca, Ambroksol kullananlar arasında düşme vakaları da daha azdı.
BEYİN BARİYERİNİ AŞABİLEN GÜÇLÜ BİR AJAN
Ambroksol’ün fark yaratan bir diğer özelliği ise kan-beyin bariyerini rahatlıkla geçebilmesi. Bu özelliğiyle yalnızca Parkinson değil; ALS, Gaucher hastalığı, omurilik yaralanmaları gibi başka nörodejeneratif hastalıklarda da potansiyel tedavi adayı olabilir.
Yeni araştırmalar, Ambroksol’ün GCase enzimi aktivitesini %50 oranında artırabildiğini gösteriyor. Özellikle Parkinson’a genetik yatkınlığı olan ve GBA1 gen varyantını taşıyan kişilerde bu etkinin daha da belirgin olabileceği düşünülüyor. Çünkü bu gen varyantı, beyinde “Lewy cisimleri” olarak bilinen toksik protein birikimlerini artıran mekanizmalarla bağlantılı.
YAN ETKİLER, SINIRLAMALAR VE GELECEK PERSPEKTİFİ
Araştırma kapsamında Ambroksol alan katılımcılarda ciddi bir yan etki bildirilmedi. Ancak hafif-orta şiddette sindirim problemleri yaşandı ve bazı hastalar bu nedenle çalışmadan ayrıldı.
Elbette bu umut verici bulgulara rağmen, araştırmanın küçük örneklemle yürütüldüğünü ve daha büyük, uzun vadeli çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurgulamak gerek.
“GERÇEK BİR UMUT KAPISI AÇILIYOR”
Kanada Western Üniversitesi’nden nörolog Dr. Stephen Pasternak, bulgulara dair şöyle diyor:
“Amacımız Parkinson demansının ilerleyişini durdurmak. Bu erken faz çalışma, daha geniş çaplı araştırmalar için çok güçlü bir zemin oluşturuyor. Ambroksol, özellikle genetik olarak risk altındaki bireylerde beyin fonksiyonlarını koruyabilecek bir potansiyele sahip.”
Henüz kesin bir sonuçtan söz etmek için erken olsa da, Ambroksol şimdiden nöroloji dünyasında “olağan ilaçlar arasında sıra dışı bir kahraman” olarak adından söz ettirmeye başladı.