Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, araştırmacılar DNA’ya zarar verebilen kolibaktin isimli toksinle, 40 yaş altındaki bireylerde görülen kolorektal kanser arasında güçlü bir bağ buldu. Çalışma, özellikle çocukluk çağında bu toksine maruz kalmanın, hastalığın genç yaşta görülmesinin ardındaki en büyük etkenlerden biri olabileceğini savunuyor.
Gençlerde kolon kanseri alarmı: Bilim insanları şaşkın, sebebi bebeklikte gizli olabilir!
Genç yetişkinlerde son yıllarda kolon kanseri vakalarında artış dikkat çekti. Özellikle 54 yaş altındakilerde görülen vakalar, tüm teşhislerin beşte birini oluşturuyor. Bu artış tıp dünyasında büyük bir sorun yaratırken, Mayıs ayında yapılan bir araştırma çocukluk döneminde maruz kalınan bazı bakteriyel toksinlerin bu artışla ilgisi olabileceğini ortaya çıkardı.
KOLON KANSERİNDE BİLİM DÜNYASINI SARSAN BULGULAR
Araştırmanın baş yazarı, Kaliforniya Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ludmil Alexandrov, çalışmayı farklı ülkelerdeki bireylerde kolorektal kanser gelişim oranlarını kıyaslamak için başlattıklarını, ama kolibaktinle ilgili bulguların “tesadüfen” ortaya çıktığını söylüyor. Ekip, 11 ülkeden yaklaşık 1000 kolon kanseri hastasının tümör örneklerini analiz etti ve bu kişilerin genetik mutasyonlarını incelemek için DNA dizileme teknolojisi kullandı.
50 yaş altı bireylerde, kolibaktin ile ilişkili mutasyonların ciddi oranda fazla olduğu görüldü. Özellikle 40 yaş altı hastalarda bu mutasyonlara rastlanma oranı, 70 yaş üstü bireylere kıyasla yaklaşık üç kat daha yüksekti. Bu da toksinle erken yaşta karşılaşmanın, kansere yakalanma yaşını 20 ila 30 yıl öne çekebileceğini gösteriyor.
KOLİBAKTİN BAĞIRSAKTA GİZLİ BİR TEHDİT Mİ?
Kolibaktin, bazı bakteriler tarafından üretilen ve DNA'ya zarar verebilen bir genotoksindir. Normalde diğer mikroplarla rekabet etmek için kullanılan bu kimyasal silah, insan hücrelerine zarar vererek mutasyonlara neden olabiliyor. Fakat kolibaktin taşıyan bakterilere sahip olmak, her bireyin kansere yakalanacağı anlamına gelmiyor. Araştırmalar bu bakterileri insanların %20-30’unun taşıdığını gösteriyor.
Asıl soru şu ki; neden bazı bireylerde bu bakteriler zararsızken, bazılarında kansere yol açabiliyor? Bilim insanları, bu durumun erken yaşta bağırsak mikrobiyomuna etki eden faktörlerle ilişkili olabileceğini düşünüyor. Doğum şekli, bebeklik döneminde alınan antibiyotikler, anne sütü alımı ya da işlenmiş gıdalarla beslenme gibi etmenler, bağışıklık sistemini ve mikrobiyomu şekillendiriyor olabilir.
YENİ UMUTLAR VE YENİ SORULAR
Çalışma henüz neden-sonuç ilişkisini tamamen kanıtlamasa da, erken yaşta kolibaktine maruz kalmanın ilerleyen yıllarda kansere zemin hazırlayabileceğini gösteriyor. Bilim insanları, bu bakterileri hedef alan probiyotiklerle hastalığın önlenebileceğini düşünüyor. Ayrıca kolibaktin kaynaklı mutasyonları tespit eden dışkı testleriyle erken tarama yapılması planlanıyor.
Ancak uzmanlar tek bir nedene odaklanmaktan kaçınılması gerektiğini belirtiyor. Zira kolorektal kanserin gelişiminde beslenme, çevresel faktörler ve genetik yatkınlık gibi birçok değişken etkili olabilir.
NE YAPMALI?
Erken teşhis hayat kurtarır. Özellikle açıklanamayan karın ağrıları, kilo kaybı veya rektal kanamalar yaşayan genç bireyler bu belirtileri göz ardı etmemeli. Ayrıca Akdeniz tipi beslenme, düzenli egzersiz, sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini azaltmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri riski azaltmada önemli bir rol oynayabilir.
Bilim dünyası, bu sessiz düşmanın izini sürmeye devam ediyor. Ancak bugünden atılacak küçük adımlar, yarının sağlığını büyük ölçüde etkileyebilir.