'Çelik Kubbe' hava savunma sistemi, Türkiye’nin hava sahasını çok daha güvenli hale getirmeyi hedefliyor. Roket, füze, İHA ve uçak gibi tehditlere karşı katmanlı koruma sağlaması planlanan sistemin nasıl çalışacağı ise merak konusu oldu. İşte “Çelik Kubbe” hava savunma sistemine dair tüm detaylar…
Türkiye'nin hava savunma Sistemi 'Çelik Kubbe' nasıl çalışıyor? 'Çelik Kubbe' özellikleri nelerdir?
Türk savunma sanayii tarafından geliştirilen 'Çelik Kubbe' hava savunma sisteminin detayları merak ediliyor. "Çelik Kubbe" farklı irtifada hava savunma sistemlerinin birlikte çalıştığı "bütünleşik bir mimari" olarak tarif ediliyor. Peki, 'Çelik Kubbe' hava savunma sistemi nasıl çalışacak? Özellikleri nelerdir? İşte detaylar...
ÇELİK KUBBE SİSTEMİ NEDİR?
BBC Türkçe tarafından derlenen habere göre;
Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, Türkiye'nin yerli teknolojiyle geliştirdiği "Çelik Kubbe" hava savunma sisteminin "aktif durumda" olduğunu duyurmuştu.
Görgün, televizyona verdiği bir röportajda Çelik Kubbe'de kullanılan sistemlerin seri üretimde olduğunu ve bunların bir araya getirilerek ülke geneline entegre edilmesinin planlandığını açıklamıştı.
Çelik Kubbe'nin farklı katmanları, 22-27 Temmuz tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF) sergilendi.
"Çelik Kubbe" farklı irtifada hava savunma sistemlerinin birlikte çalıştığı "bütünleşik bir mimari" olarak tarif ediliyor.
Savunma Sanayii İcra Komitesi, 6 Ağustos 2024'te yaptığı toplantıda Çelik Kubbe projesini onayladı.
İletişim Başkanlığı'ndan o dönem yapılan açıklamada "Çelik Kubbe" şöyle tarif edilmişti:
"Katmanlı hava savunma sistemlerimiz ile tüm algılayıcı ve silahlarımızın bir ağ yapısı altında birbirleriyle entegre çalışması, ortak hava resminin oluşturulması, gerçek zamanlı olarak harekât merkezlerine ulaştırılması ve yapay zeka destekli olarak karar vericilere sunulmasını temin eden yerli ve millî olarak geliştirmekte olduğumuz [bir sistem]."
Sistemin "beynini" Hakim adlı komuta-kontrol platformu oluşturuyor.
Hassas sansörler ve radarlar gibi izleme unsurlarını yapay zeka ve makine öğrenimiyle birleştiren bu platform, hava sahasının gerçek zamanlı ve yüksek doğrulukta analizinin yapılmasını sağlıyor.
Hakim üzerinden farklı savunma sistemleri aynı ağ üzerinden koordine edilebiliyor.
Çelik Kubbe'de alçak irtifada en sık karşılaşılan tehdit olan insansız hava araçları (İHA) ve dronelara karşı İhtar, Gökberk ve Şahin gibi elektronik harp platformları kullanılıyor.
Bu platformlar, tehditleri elektromanyetik karıştırma ve yanıltma yoluyla bertaraf edebiliyor.
Yine alçak irtifa tehditleri için çift namlulu Korkut sistemi de Çelik Kubbe'de yer alıyor.
Korkut, hedefe yaklaşırken infilak eden programlanabilir mühimmat sayesinde özellikle İHA ve seyir füzesi gibi hedeflere karşı oldukça etkili.
Çelik Kubbe'nin kısa ve orta irtifa savunma katmanı, 15 ve 25 kilometre menzile sahip Hisar A+ ve Hisar O+ hava ve füze savunma sistemlerinden oluşuyor.
Çelik Kubbe'nin yüksek irtifa savunma şemsiyesini ise Türkiye'nin uzun menzilli hava savunma ihtiyacını gidermek için geliştirilen Siper sistemi karşılıyor.
ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen Siper, 100 kilometreyi aşkın menzile sahip.
Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, bu sistemin 2024'te Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine girdiğini duyurdu.
ÇELİK KUBBE HAVA SİSTEMİ NEDEN ÖNEMLİ?
BBC Türkçe'ye konuşan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) Direktörü Sinan Ülgen, Türkiye'nin hava ve füze savunmasına odaklı bir stratejiyi ortaya koymasını "doğru bir yaklaşım" olarak değerlendirdi:
"Bu planı tek bir projenin ötesinde, bir doktrin olarak görmek lazım. Bu aslında Türkiye’nin uzun vadeli hava ve füze savunma doktrinini oluşturan bir bütünleşik mimariyi ifade ediyor. Bu boyutuyla savunma sanayiindeki yatırımları yönlendirici bir özelliği de olacaktır."
Ülgen'e göre Türkiye'nin yerli savunma sanayisinin böyle bir projeyi gerçekleştirecek yeterliliği var.
"Beş yıl önce bu yetenekler yoktu. Şu anda alçak ve orta irtifa hava ve savunma sistemleri konusunda yerli sistemler var. İHA’lar var, Türkiye’nin sahip olduğu uydular var. Dolayısıyla bu daha bütünleşik mimariyi yaratabilmek için birçok sistem ve alt sisteme artık Türkiye sahip. Bu hamlenin zamanlamasını bir de böyle okumak lazım.”