İsrail tarafından uluslararası sularda el konulan Küresel Sumud Filosu’nda yer alan 36’sı Türk vatandaşı toplam 137 aktivist, Türkiye’ye döndü. İstanbul Havalimanı’nda coşkulu bir şekilde karşılanan aktivistler, gözaltı sürecinde kötü muameleye maruz kaldıklarını anlattı. Aktivistlerden Ayçin Kantoğlu, İsrail güçlerinin insanlık dışı koşullar altında kendilerini tuttuğunu belirtti.
"BENİ KAÇIRAN SENSİN, NEREDE OLDUĞUMU SEN SÖYLE!"
Kantoğlu, "Müdahaleden sonra bizi limana indirdiler. Nereden geldiğimizi ve nerede olduğumuzu sordular. 'Ben Muğla’dan geldim' dedim. 'Şimdi neredesin biliyor musun?' dedi. ‘Beni kaçıran sensin, nerede olduğumu sen söyle’ dedim. ‘İsrail’desin, artık Gazze mazze yok farkında mısın?’ diye cevap verdi” ifadelerini kullandı.
"KOCA ÇENENİ KAPAT SOYKIRIMCI PİSLİK!"
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in de gözaltı merkezine geldiğini söyleyen Kantoğlu, "Bizi bir kafese kapatmışlardı. Kadınlar hep beraber orada duruyorduk. Yanımıza geldi gazetecilerle. Biz de ‘O koca çeneni kapat soykırımcı pislik!’ diye protesto ettik. Bundan sonra koşullar daha da ağırlaştı ama hiç pişman değilim" dedi.
"TUVALET SUYU İÇMEYE ZORLANDIK"
Kantoğlu, 15 kişilik grupların 5 kişilik hücrelerde kaldığını, temiz su verilmediğini ve tuvalet suyunu içmeye zorlandıklarını belirtti:
"Annelerin, evlatlarının isimlerini duvarlara yazdığını gördük. Filistinlilerin yaşadıklarının bir kısmını biz de yaşadık. 36-40 saat yemek verilmedi. Her kontrol noktasında defalarca arandık, hatta dişlerimizin arasına kadar baktılar."
"KADIN AKTİVİSLERİN BAŞÖRTÜLERİNİ ÇIKARDILAR"
Greta Thunberg’e de şiddet uygulandığını söyleyen Kantoğlu, “Greta’ya vurduklarını görenler var. Ellerini bağlayarak İsrail bayrağını sırtına sapladılar. Kadın aktivistlerin başörtülerini çıkardılar. Biz birbirimize tişörtlerimizi verip başımızı örttük" dedi.
Kantoğlu, tüm bu baskılara rağmen “Son ana kadar sloganları kesmedik” diyerek direnişlerini sürdürdüklerini ifade etti.