Ekol TV muhabiri Hakan Gözalan'ın bildirdiğine göre, İzmir'de son dört yıldır etkili olan kuraklık, şehrin su kaynaklarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Kış mevsiminde beklenen yağışı alamayan ve Mayıs-Haziran aylarında da yeterli yağmur düşmeyen kentte, Temmuz-Ağustos döneminde de yağış beklentisi bulunmuyor. Mevcut durumda yağış olsa dahi barajları dolduracak seviyede olmayacağı belirtiliyor.
TAHTALI BARAJI KURUMA NOKTASINDA
İzmir'in içme suyu ihtiyacını karşılayan en önemli kaynaklardan biri olan Tahtalı Barajı'nda doluluk oranı maalesef %10.4 seviyelerine kadar geriledi. Barajlardaki su seviyesinin azalması, yeraltı sularına olan yüklenmeyi artırırken, yeraltı sularının da azaldığı gözlemleniyor.
TASARRUF TEDBİRLERİ DEVREYE GİRDİ
Su kriziyle mücadele kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) ekipleri, bugün itibarıyla park ve bahçelerdeki su sayaçlarını sökmeye başladı. Ekipler, havuzlu ve bahçeli evlerde birtakım tedbirler alınacağını duyurdu. Ayrıca, Ağustos ayında planlı olarak bölgesel su kesintilerinin yaşanabileceği belirtildi.
"2020'DE UYARDIK, ÖNLEM ALINMADI!"
Ekol TV canlı yayınına katılan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir'deki su krizine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Yaşar, iklim bilimcileri olarak kuraklık konusunda 2020 yılında uyarılarda bulunduklarını belirterek, Amerika, İngiltere, İspanya ve Fransa gibi ülkelerin o tarihten itibaren gerekli tedbirleri almaya başladığını vurguladı.
Prof. Dr. Yaşar, "Maalesef biz bunu 2020 yılında uyardık iklim bilimcileri olarak. Kuraklık geliyor ve bütün dünyada Amerika'sı, İngiltere'si, İspanya'sı, Fransa'sı hepsi birden zaten tedbirleri almaya başladılar. 2020'den itibaren almaya başladılar bütün bu tedbirleri ama biz hiç almadık. Biz kuraklığı hiç düşünmedik" dedi.
TÜRKİYE'DEKİ EKSİKLİKLER
Prof. Dr. Doğan Yaşar, diğer ülkelerde kuraklık tedbirleri kapsamında çim ekmenin ve sulamanın, araba yıkamanın, havuz doldurmanın ve çok su isteyen bitkilerin sulanmasının yasaklandığını, dış mekan bitkilerinin değiştirildiğini örneklerle anlattı. Ancak Türkiye'de bu tür önlemlerin alınmadığını belirten Yaşar, "Bütün bunlar yapılmadığı için de yavaş yavaş barajlarımız boşaldı. Ciddi anlamda ilk defa hissetmeye başladık" ifadelerini kullandı.
"EKİM AYINDA TAHTALI'DA DİBİ GÖRECEĞİZ"
Prof. Dr. Yaşar, İzmir'deki barajlardaki doluluk oranlarının beklenenden çok düşük olduğunu dile getirerek, "Normalde bütün biraz önce saydığınız bütün tedbirlerin aslında geçen sene suların kesilmeye başlaması gerekiyordu. Yani en azından günde 4-5 saat bir su kesintisi olması gerekiyor. Kesinlikle gerekli ve bu billboardları doldurması, billboardlarda yazılması lazım bunun geçen seneden itibaren. Çünkü iklimlerde mucize yoktur. İklimlerde böyle bir mucize yağışlar yok" dedi.
"YÜZDE 2'LİK ORANLAR GÖRECEĞİZ"
Tahtalı Barajı'nda Ekim ayında su seviyesinin daha da düşeceğini öngören Yaşar, Gördes Barajı'nın ise neredeyse tamamen kuruduğunu (%0.3 doluluk oranı) belirtti. "Kesinlikle Tahtalı'nın dibini göreceğiz. Aynı 2008'de %2'yi görmüştük. Yine Ekim-Kasım'da %2'leri göreceğiz. Yapılması gereken şeylerin başında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde su ile konularında jeoloji mühendisleri ve hidrojeologlar olacak. Olması gerekiyor. Bunlar karar verecek" şeklinde konuştu.
YASAKLAR GENİŞLETİLMELİ
Alınan park ve bahçe sulama yasaklarının yeterli olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, "Tedbirler şu anda park bahçelerden başladı ama ben dediğim gibi yani balkon yıkamak, araba yıkamak yani bütün buna yasaklanması lazım. Bahçe sulanmak, hobi bahçeleri sırası değil artık hobi bahçeleri hepsinin kesilmesi lazım yani. Ama bir yerden başladık umarım devam eder" diyerek yasakların genişletilmesi gerektiğini ifade etti.