Ekol TV’de ekranlara gelen ve Gürkan Zengin’in sunduğu Editör’ün konuğu gazeteci ve yazar Sedat Ergin oldu. Sedat Ergin, Editör’de dünya gündemine dair dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
“BENİM TANIDIĞIM AMERİKA DEĞİL”
ABD’deki son 30 yıllık değişimi değerlendiren Sedat Ergin, “O dönemin Amerika'sı, bugünün Amerika'sından çok farklıydı. Bugünkü Amerika’ya baktığımda, bu tanıdığım Amerika değil. Ben o günün Amerika’sını çok iyi analiz edebilirim orada yaşamış gazeteci olarak. Ama bugünkü Amerika’ya baktığımda benim tanıdığım bildiğim bir Amerika değil” ifadelerini kullandı.
“TRUMP’IN BAŞKANLIK DÖNEMİ CUMHURİYETÇİ DEĞİL”
Sözlerini sürdüren Sedat Ergin, “Hakikaten benim tanığım bildiğim Cumhuriyetçi Parti Baba Bush’un başkanlığı dönemini ele alırsak merkezde, kurallara bağlı, Amerikan orta değerlerini sahiplenen ana akım bir partiydi. Trump’ın elinde tümüyle onun bir siyasi aracına dönüşmüş olan, onun her dediğini yaptırabildiği Bugünkü Cumhuriyetçi Parti ile geçmişin köklü, gelenekleri olan, parti kültürünü yaşatan ve de Amerika’nın demokrasi, hukuk ideallerine bağlı olan, kendini bağlı hisseden, Anayasa’ya bağlı hisseden Cumhuriyetçi Parti arasında çok büyük fark var. Yargı kararlarını tanımayan, Anayasa’ya meydan okuyan, kural tanımayan Cumhuriyetçi Parti var şu anda. Trump’ın başkanlık dönemini Cumhuriyetçi dönem olarak görmüyorum” diye konuştu.
“DÜNYADA KURALSIZLIK HAKİM OLDU”
Dünyada yaşanan insani dramı değerlendiren Sedat Ergin, “Şimdi artık asgari müşterek zemini de kalmadı. Herkesin kendi kurallarını, koyabildiği dayatabildiği, kural temelli bir dünyadan kuralsızlığın hâkim olduğu, kendini güçlü hissedenlerin gelip kendi koşullarını dayatma hakkını kendinde gördüğü bir dönem” ifadelerini kullandı.
“DÜNYA SEYİRCİ KALIYOR”
Ergin, “İkinci Dünya savaşından sonra Bosna’da yaşanan trajediyi istisna olarak alırsak – o da ciddi bir savaştı, orada da bir soykırım oldu, daha sınırlı bir ölçekte yaşadı- Ukrayna’ya baktığımızda bir devletin gelip bağımsız başka bir ülkenin egemen topraklarını işgal etmesi... Açık bir işgal var. Avrupa yeniden 2. Dünya Savaşı’ndan sonra uzun süreli bir savaşa sahne oluyor. Avrupa’da bunu görüyoruz. Gazze’de dünyanın gözü önünde açık bir soykırım yaşanıyor. Dünya buna seyirci kalıyor. Bütün uluslararası kurumların, camiaların hareketsizliği, göz göre göre bir soykırıma tanıklık etmek söz konusu. Hepimiz insanlığımızdan utandığımız bir noktaya geldik” değerlendirmesinde bulundu.