Orta Vadeli Program'ın açıklanmasının ardından çalışanların çalışma hayatını yakından ilgilendiren yeni düzenlemeler ve gündemler dikkat çekmeye başladı. Bu gündemlerin başında da özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın daha önceki dönemlerde de denemesi gündeme gelen, yurt dışında örnekleri olan dört günlük çalışma modeli yer alıyor. Ekol TV muhabiri Şeyma Kan'a değerlendirmelerde bulunan Sosyal Güvenlik Uzmanı Murat Göktaş, Orta Vadeli Program’daki hedeflerin bu tartışmaları yeniden gündeme getirdiğini belirtti.
Göktaş, dört günlük çalışma modelinin temel amacının özel hayat ile çalışma hayatını dengeli bir şekilde birleştirmek ve çalışma verimini artırmak olduğunu söyledi. Pandemi döneminde yaygınlaşan uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin bu yeni tartışmaları tetiklediğini dile getiren Göktaş, şunları kaydetti: "Orta Vadeli Planda 2026 ve 2028'i kapsayan 3 yıllık orta vadeli planda çalışma veriminin arttırılması, özel hayat ve iş hayatı uyumunun dengeleştirilmesi için çalışmalar yapılacak denilmesinden biz acaba yine dört günlük çalışma modeli gibi bir modele mi geçecek gibi tartışmaları yeniden gündeme getirmiş oldu."
HİZMET SEKTÖRÜ İÇİN UYGULANABİLİR
Türkiye'de uygulanabilirliğine de değinen Sosyal Güvenlik Uzmanı Murat Göktaş, hizmet sektöründe bu modelin uygulanabileceğini, hatta hibrit modellerle bu sistemi uygulayan firmaların halihazırda bulunduğunu dile getirdi. Ancak imalat sektörünün kısa vadede bu modele geçişinin mümkün olmadığını düşündüğünü vurguladı. "Şu anda imalat sektöründe işçi bulmayla ilgili ciddi bir sorun var Türkiye'de," diyen Göktaş, işverenlerin işçi bulamamasının ve mevcut çalışanların ortalama 22,5 saat fazla mesai yapmasının, istihdamın yetersiz olduğunu gösterdiğini ifade etti.
DİĞER SEBEP İSTİHDAMI ARTIRMAK
Dört günlük çalışma modelinin bir diğer amacının da istihdamı artırmak olduğunu söyleyen Göktaş, 45 saat yerine 35 saat çalışma yapıldığında, daha fazla kişinin istihdam edilebileceğini belirtti. Göktaş, haftasonu tatilinin 3 güne çıkmasıyla çalışanların daha verimli bir şekilde işe döneceğini, bunun da verimliliği artıracağını düşündüğünü ekledi.
İŞVERENE MALİYET VE ÇALIŞANA ÜCRET ENDİŞESİ
İmalat sektöründe fazla mesaiye ihtiyaç duyulduğunu belirten Göktaş, 45 saatlik çalışma süresinin 35 saate düşürülmesi durumunda, kalan 10 saatin mesai ücreti olarak ödeneceği için işverene ilave maliyet getireceğini dile getirdi. Ancak teknolojik gelişmeler ve makine gücünün artmasıyla birlikte emek gücüne olan ihtiyacın azalacağını ve bu modelin uzun vadede hayatımıza girebileceğini söyledi.
Türkiye'de çalışanların verimliliği konusunda işverenlerin yakınmalarına da değinen Sosyal Güvenlik Uzmanı Murat Göktaş, iyi bir planlama yapıldığı takdirde modelin uygulanabilir olduğunu belirtti. 2026 ve 2028 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Planda, kamu kurumlarında ve özel sektörde bu modelin denemelerinin yapılabileceğini ve sonuçlara göre geçişe karar verileceğini ifade etti. Ancak bu modelde çalışanlar için bir endişe kaynağının da ücretlerin düşüp düşmeyeceği olduğunu vurguladı. Göktaş, en önemli hususun ücretlerin düşmemesi ve kaybedilen sürenin verimlilikle telafi edilmesi yönünde çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.