Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Zirvesi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasının başında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e ev sahipliği ve dönem başkanlığı için şükranlarını sunan Erdoğan, 3 Ekim’de idrak edilen Türk Devletleri İşbirliği Günü’nü tebrik etti. Teşkilatın 16 yılda "dilde, fikirde, işte birlik" şiarıyla kaydettiği başarılara dikkat çekerek, bu başarıların artarak devam edeceğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;
Aziz kardeşim Sayın Aliyev’e de müstesna ev sahipliğinden ötürü şükranlarımı sunuyorum. Dönem başkanlıkları için kendilerine üstün başarılar diliyorum. Bu vesileyle, 3 Ekim’de idrak ettiğimiz Türk Devletleri İşbirliği Gününü bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum. Teşkilatın geride bıraktığı 16 yıl gibi kısa sürede, “dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla kaydettiği başarılara her geçen gün yenilerini ekliyoruz. İnşallah bu anlayışla başarılarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz.
“BÖLGESEL BARIŞ VE GÜVENLİK” SON DERECE İSABETLİ
Kıymetli kardeşlerim, çok taraflılığın giderek aşındığı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, insanlığın vicdanını yaralayan birçok meseleye kayıtsız kaldığı bir uluslararası sistemle karşı karşıyayız. Bugün pek çok uluslararası ve bölgesel teşkilat, bizim ortak tarih, kültür ve ülküdaşlığımız gibi ulvi değerler üzerine bina edilmediğinden, kamuoyu nezdinde işlevsiz, adeta omuzlara yük yapılar olarak görülüyor. Teşkilatımızın, işte bu değişen koşullara ayak uyduran, uluslararası meselelerde ortak duruş sergileyen, sözüne güvenilen ve haklının yanında duran bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye olarak, böyle bir dönemde zirvemizin temasının “Bölgesel Barış ve Güvenlik” olarak belirlenmesini son derece isabetli ve anlamlı buluyoruz.
TÜRK DÜNYASININ BÖLGEMİZİN GÜVENLİĞİNDE DAHA ETKİN ROL ÜSTLENEBİLECEĞİNE İNANIYORUZ.
Çeşitli güvenlik sınamalarıyla uğraştığımız bir ortamda, yakaladığımız ivmenin sürmesi için çalışmalarımızın devamının çok mühim olduğunun altını çizmek istiyorum. Aziz kardeşlerim, Türk dünyasının ve bölgemizin istikrarında ve güvenliğinde birçok anlamda daha etkin rol üstlenebileceğine inanıyoruz.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM KALICI VE ADİL BARIŞA KAPI AÇACAK
Bugün yakın coğrafyamızda yaşanan pek çok çatışma, savaş ve uluslararası hukuk ihlaline karşı teşkilatımızın kararlı duruş sergilemesi önemlidir. İsrail hükümetinin Lübnan ve Suriye ile başlayan, Yemen ve İran’la devam eden ve son olarak Katar’ı hedef alan saldırıları, bölgemizin istikrarına en büyük tehdidin bu ülkenin mevcut yönetiminden kaynaklandığını göstermektedir. Gazze’de 66 bin masumun hayatına mâl olan katliamların durması yönünde son günlerde yaşanan gelişmeler memnuniyet vericidir. Biz, ancak Filistin halkının uluslararası meşruiyet ve hukuktan kaynaklanan hakları temelinde iki devletli bir çözümün kalıcı ve adil barışa kapı açacağına inanıyoruz. Bu yönde de çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz.
SURİYE'DE GÜVENLİK OLMAZSA OLMAZ
Suriye’de ise istikrarın tesisi, bölgemizde ve ötesinde güvenliğin sağlanması için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Birçok zorlukla mücadele etmesine rağmen, Suriye hükümetinin son dokuz ayda kaydettiği gelişme, geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyor. Bu süreçte, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğini muhafaza temelinde, siyasi, ekonomik ve güvenlik ortamının iyileşmesine odaklanmalıyız. Türk devletleri olarak Suriye hükümetiyle anlaşmamızı ilerletmeliyiz.
ANLAŞMAYI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ
Güney Kafkasya’daki gelişmeleri de sadece takip etmekle kalmıyor, bölgede barış ve istikrarın tesisi için atılan adımları samimiyetle destekliyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan arasında 8 Ağustos’ta imzalanan ortak bildiriyi bu minvalde hayırlı bir adım olarak görüyor ve devamının gelmesini diliyoruz. Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında sınır birleşim noktasının tespitine ilişkin Mart ayında akt edilen anlaşmayı da memnuniyetle karşılıyoruz.
Değerli kardeşlerim, bölgemizin istikrarına ekonomik kalkınma, sosyal refah ve kültürel bağların güçlenmesiyle katkı sunabileceğimizin farkındayız. Ulaştırma, enerji güvenliği ve ticari entegrasyon alanlarındaki girişimlerimizi de bu yaklaşımı tamamlayıcı parçalar olarak görüyoruz. Aramızdaki enerji ve haberleşme bağını etkin hale getirip güçlendirecek proje ve yatırımlara odaklanmamız hepimizin menfaatinedir. Hazar geçişli ortak koridoru daha da verimli hâle getirmeliyiz.
OĞUZNAMELERİNİ ORTAK ALFABEYLE BASIYORUZ
Türk devletleri olarak bilim ve teknoloji alanında hak ettiğimiz noktaya en kısa süre zarfında ulaşabilmemiz için güçlü işbirlikleri kurmalı ve bu alanda yüksek katma değere sahip ortak yatırımları gerçekleştirmeliyiz. Yapay zekâ konusunda küresel gelişmeleri yakalayabilmek ve kültürel zenginliğimizi muhafaza etmek için Türkçe büyük dil modelinin geliştirilmesine hız vermemiz gerekiyor. Alfabe Türkiye olarak ilk adımı atıyor, Cengiz Aytmatov'u anlatan bir eser ile Oğuznamelerini ortak alfabeyle basıyoruz. Bugün de liderlere birer adet bundan takıyoruz.