Cepteki tehlike! Akıllı cihazlar silaha dönüşebilir

İsrail-İran savaşı yalnızca füze saldırılarıyla değil, dijital izleme teknolojileriyle de gündem oldu. 9 nükleer bilim insanının cep telefonları aracılığıyla hedef alınmış olabileceği iddiası, akıllı cihazların siber güvenlik risklerini yeniden tartışmaya açtı. Bilişim uzmanı Ümit Sanlav, internet erişimli cihazların nasıl birer tehdit unsuru haline geldiğini anlattı.

13 Haziran’da İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıyla başlayan ve ABD’nin de dahil olduğu çatışmalar, 12 gün sonunda ateşkesle sonuçlandı. Ancak savaşın ötesinde dünya gündemini asıl meşgul eden, bu süreçte kullanılan dijital takip sistemleri ve akıllı cihazların potansiyel tehditleri oldu. 9 nükleer bilim insanının hedef alınarak öldürülmesi, cep telefonları ve internete bağlı cihazlar üzerinden nasıl izlenebildikleri sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Bilişim uzmanı Ümit Sanlav, görünmeyen dijital tehlikeleri ve her gün elimizin altında olan akıllı cihazların yaratabileceği güvenlik açıklarını ekoltv.com.tr’den Senem Uluhan’a değerlendirdi.

“AKILLI CİHAZLAR ÜZERİNDEN GELEN GÖRÜNMEYEN TEHDİTLER”

9 nükleer bilim insanının doğrudan hedef alınarak öldürülmesi, internete bağlı cihazlar ve cep telefonlarının izlenerek hedef tespiti yapılmış olabileceği şüphesini doğurdu. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hepimizin cebinde taşıdığı akıllı telefonlar, GSM hattı veya internet bağlantısı sayesinde hem konum takibi hem de anlık zarar verme açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. İnternete bağlı her cihaz, Wi-Fi bağlantısı veya indirilen uygulamalar aracılığıyla konumumuzu anlık olarak iletebiliyor.
Ayrıca, uzaktan erişim ya da yüklenen casus yazılımlar sayesinde telefonların bataryası ısıtılarak patlamaya hazır hale getirilebilmesi, önemli bir güvenlik riski oluşturuyor.

BİLİŞİM UZMANI ÜMİT SANLAV

Gönderici ve alıcının kimlik ve konum bilgileri dahil olmak üzere pek çok metadata bilgisi takip ediliyor. Peki bu durum kullanıcı gizliliği ve veri güvenliği açısından ne gibi riskler barındırıyor?

Geçmişte Cambridge Analytica, 50 milyon Facebook kullanıcısının verilerini izinsiz toplayıp Trump’ın seçim kampanyasında kullanmıştı. Avusturyalı hukukçu Max Schrems ise uzun hukuk mücadelesi sonunda Facebook’tan kendi verilerini talep etti; aldığı 1222 sayfalık detaylı kullanıcı hareketleri, kişisel verilerimizin ne kadar kapsamlı saklandığını gösteriyor.

“GİZLİ TEHLİKE; TELEFONUMUZDAKİ BİLİNMEYEN KİŞİLER”

Dijital dünyadaki varlığımızın sağlıklı ve güvenli olabilmesi için nelere dikkat etmeliyiz?

Sanlav’a göre telefonlarımızın içinde aslında hiçbirimiz kimlerin olduğunu gerçekten bilmiyoruz. İndirdiğimiz uygulamalar, bağlandığımız Wi-Fi ağları, açık bırakılan Bluetooth veya NFC ile ortak kullanılan şarj üniteleri gibi bilinmeyen unsurlar büyük güvenlik riski oluşturuyor. Temel prensip, ne olduğunu bilmediğimiz her yabancı unsurun riskli olduğudur.

Senem Uluhan
Röportaj: Bilişim Uzmanı Ümit Sanlav

Gündem Haberleri