İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fatih'te konakladıkları otelde fenalaşan Kadir Muhammet Böcek (6) ve Masal Böcek (3), anne Çiğdem Böcek ile baba Servet Böcek'in hastanede yaşamını yitirmesine ilişkin başlatılan soruşturma derinleşerek sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 7 şüpheli, savcılıktaki işlemlerinin ardından tutuklanmaları talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilirken, şüphelilere ilişkin yeni ve kritik tespitlere ulaşıldı.
KİLİTLİ KAPI DEHŞETİ ORTAYA ÇIKTI
Savcılığın tutuklama talepli sevk yazısında yer alan bilgilere göre, dosyada incelenen kamera görüntülerinde vefat eden baba Servet Böcek'in kapının kilitli olmasından kaynaklı dışarı çıkamadığı bilgisine yer verildi. Yazıda, baba Servet Böcek'in kucağındaki çocuğu ile birlikte kapıyı kırmaya çalıştığı, çevredeki vatandaşların kapıyı kırmak için yardım ettikleri, bu sırada resepsiyon görevlisi M.M.U.D.C'nin gelerek kapıyı açtığı kaydedildi. Şüpheli M.M.U.D.C'nin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin bu görüntülerle de tespit edildiği vurgulandı.
İZİNSİZ İLAÇLAMA ŞİRKETİ VE OTEL SAHİBİNİN İHMALİ
Savcılığın sevk yazısında, olayın meydana geldiği otelin 202 numaralı odasının DSS isimli ilaçlama şirketi tarafından 11 Kasım'da ilaçlandığı belirtildi. İl Sağlık Müdürlüğü tarafından soruşturma dosyasına gönderilen yazıda ise, şirketin izinsiz faaliyet gösterdiği ve ilaçlama işlemini yapan şüpheli D.C'nin ilaçlama işlemi yapmak için sertifika kaydı olmadığının ifade edildiği aktarıldı.
Yazıda, ilaçlama işleminin S.K. sorumluluğunda D.C. tarafından yapıldığı, Z.K'nin ise şirketin sahibi olduğu belirlendi. İlaçlama işleminden sorumlu D.C, S.K. ile Z.K'nin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiklerinin değerlendirildiği kaydedildi.
Otelin sahibinin H.O. olduğu, H.O'nun yetkisiz ve sertifika kaydı bulunmayan DSS ilaçlama şirketine, ilaçlama işlemi yaptırarak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği de sevk yazısında yer aldı.
RESEPSİYON GÖREVLİSİ OTELİ KİLİTLEYİP YEMEĞE GİTMİŞ
Olayla ilgili gözaltına alınan resepsiyon görevlisi M.M.U.D.C'nin "bilgi sahibi" sıfatıyla ilk alınan ifadesinde, ilaçlama yapılan 101 numaralı odadan kaynaklı gelen kokudan rahatsız olduğunu ve otel dışına çıktığını beyan etmesine karşılık, "şüpheli" olarak alınan ifadesinde ilaçlama işleminden kaynaklı bir kokudan bahsetmediği belirtildi. Ayrıca, M.M.U.D.C'nin savcılıktaki ifadesinde, otelin kapısını kilitleyerek yemek yemek için dışarıya çıktığını, geri döndüğünde otelin önünde ambulans gördüğünü beyan ettiği aktarıldı.
DİĞER RESEPSİYON GÖREVLİSİNİN ÇELİŞKİLİ İFADESİ
Yazıda, yarı zamanlı resepsiyon görevlisi R.B'nin ise 12 Kasım'da akşam saatlerinde rahatsızlandığını söyleyerek M.M.U.D.C'yi aradığı ve yerine işe gelmesini istediği yönünde ifade verdiği, daha sonra ise aslında rahatsızlanmadığını, arkadaşı ile görüşmek için yalan söylediğini beyan ettiği aktarıldı.
M.M.U.D.C'nin ilk ifadesinde ilaçlama kokusundan rahatsızlık duyduğu dikkate alındığında, R.B'nin de ilaç kokusundan rahatsızlanmış olabileceği belirtilen yazıda, R.B'nin beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve görev yerinde gerekli denetimleri yapmayarak dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği değerlendirmesi yapıldı.
BAŞKA MÜŞTERİLER DE ZEHİRLENME ŞÜPHESİYLE HASTANELİK OLDU
Sevk yazısında, yine otelde konaklayan M.T, F.R, A.H'nin 15 Kasım'da zehirlenme şüphesi ile hastaneye kaldırıldıkları ve tedavilerinin ardından taburcu olduklarının tespit edildiğine de dikkat çekildi.
ŞÜPHELİLER İÇİN TUTUKLAMA TALEBİ
Savcılık, sevk yazısında şüphelilerin beyanı, üzerlerine atılı suçun yasada öngörülen ceza miktarının üst haddi, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı ile vefat eden kişilerin kesin ölüm sebebini belirtir raporun henüz gelmemesi gibi hususları göz önünde bulundurarak, 7 şüphelinin de ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verilmesini talep etti.