Lüks turizmde dünya çapında projelere imza atan Servotel, 40. yılında Türkiye’nin turizm potansiyeline dikkat çekti. Şirketin Kurucu Başkanı Ömer İsvan ve Yönetici Ortağı Ayla Heyfegil, İstanbul ve Bodrum gibi markalaşmış lokasyonların ardından Antalya, Fethiye, Kapadokya ve Çeşme gibi bölgelerin de global turizmde öne çıkabileceğini belirtti. Servotel, Türkiye’deki yatırımlarının yanı sıra, İtalya’nın Sardunya Adası’nda gerçekleştirdiği sürdürülebilir ultra lüks resort ve Bahamalar’daki Bvlgari Resort & Mansions Cave Cay projeleriyle küresel arenada da dikkat çekiyor.
DOĞAL İNZİVA VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TEMASI
Lüks kavramının son yıllarda büyük bir dönüşüm geçirdiğini vurgulayan Ömer İsvan, artık gösterişten uzak, anlamlı ve rafine deneyimlerin ön planda olduğunu belirtti. Sardunya’daki 2,5 milyon metrekarelik arazide hayata geçirilen projelerinin bu yeni lüks anlayışının somut bir örneği olduğunu ifade eden İsvan, sadece 96 villa ve suitten oluşan bu resortta doğal inziva ve sürdürülebilirlik temalarının ön planda tutulduğunu söyledi.
DESTİNASYONLAR ÇEŞİTLENEBİLİR
Türkiye’de lüks turizm destinasyonlarının çeşitlenebileceğini vurgulayan Ayla Heyfegil ise, Bodrum’un dünya sosyetesinin radarına girdiğini, benzer bir yükselişin Kapadokya, Kaş ve Karadeniz gibi bölgelerde de yaşanabileceğini dile getirdi. Özellikle Antalya ve Kapadokya’nın dünya çapındaki doğal ve tarihi değerlerine rağmen potansiyellerinin henüz tam anlamıyla değerlendirilemediğine dikkat çeken Heyfegil, bu bölgelerin üst segment turizme uygun projelerle büyük ilgi görebileceğini belirtti.
İSTANBUL'UN ÇEHRESİ DEĞİŞECEK
Servotel’in danışmanlığını yürüttüğü projeler arasında İstanbul Haliç kıyısında hayata geçirilen Tersane İstanbul da bulunuyor. Altı yıl süren bu büyük ölçekli karma projede Servotel, proje geliştirme sürecinde kilit rol üstlendi. Tamamlandığında Tersane İstanbul’un, şehrin kültür, sanat, eğlence ve dinlenme yaşamında önemli bir merkez haline gelmesi hedefleniyor.
Yeni nesil gezginlerin beklentilerine de değinen Ayla Heyfegil, günümüzde seyahat eden insanların yalnızca konfor değil, aynı zamanda lokal deneyim, çevresel duyarlılık ve kültürel etkileşim aradıklarını vurguladı. Heyfegil, “Artık insanlar kaldıkları yerin bir parçası olmak, doğaya ve yerel topluma katkı sunmak istiyor. Biz de her projemizde bu beklentilere cevap verecek şekilde tasarım ve deneyim öğeleri geliştiriyoruz” dedi.