İran'da o gaz sızarsa nükleer kıyamet kapıda! Uzman Karataş Ekol TV'de açıkladı!

ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini hedef aldığı saldırıların ardından Ekol TV ekranlarında değerlendirmelerde bulunan Enerji Uzmanı Altuğ Karataş, nükleer santrallerdeki soğutma sistemleriyle kontrol edilebilen enerjinin, silaha dönüştürüldüğünde insanlık tarafından kontrol edilemez bir tahribata yol açtığını belirterek, özellikle uranyum hekzaflorür sızıntısı riskine dikkat çekti.

İran - İsrail arasındaki gerilimin 10'uncu gününde çatışmaya ABD'nin dahil olmasıyla tansiyon iyice yükseldi. ABD, İran'ın 3 nükleer tesisine saldırı düzenledi. Enerji Uzmanı Altuğ Karataş, Ekol TV ekranlarında nükleer tesislerde oluşabilecek sızıntıların yaratacağı tehlikeleri değerlendirdi.

Nükleer santrallerin çalışma prensipleri ile nükleer silahların yıkıcı etkilerini karşılaştıran Karataş, açıklamasında, atom enerjisinin kontrolsüz kullanımının potansiyel tehlikelerine vurgu yaptı. Karataş, Hiroşima ve Nagazaki'deki gibi nükleer saldırıların insanlık üzerindeki geri dönülemez etkilerine değindi.

NÜKLEER TESİSLERDEKİ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Karataş, nükleer tesislerin güvenliğine ilişkin bilgiler vererek, özellikle nükleer yakıt zenginleştirme tesislerinin yerleşimini ve koruma önlemlerini anlattı. "Bu tesisler 80-90 metre hatta 100 metreye yakın yer altında birinci aşamasındadır. Oralarda yaklaşık 2-3 metrelik özel zırh duvarlar inşa edilir. Çünkü bir şekilde orada bir reaksiyon gerçekleştiriyorsunuz" ifadelerini kullandı. Karataş, tesislerin üst kısımlarında ise elektrik sistemleri, santrifüj sistemleri ve mekanik kısımların bulunduğunu, esas çekirdek ve yakıtla ilgili kısmın daha derinde yer aldığını belirtti.

URANYUM HEKZAFLORÜR SIZINTISI RİSKİ

Amerika'nın İran'daki nükleer yakıt zenginleştirme tesisine yönelik olası bir saldırısının sonuçlarına değinen Karataş, en büyük endişelerinden birinin uranyum hekzaflorür gazının sızıntısı olduğunu vurguladı. Karataş, "Siz eğer bu gazın sızıntısına sebep olduysanız evet bu havayla temas ettiği zaman tehlikeli bir hal alır. Yakın bölgeye özellikle önce bölgesel olarak bu sızıntı çok ciddi riskler barındırır. 10 kilometre, 20 kilometre" şeklinde konuştu.

BÖLGESEL VE UZUN VADELİ ETKİLER

Söz konusu sızıntının nükleer santraldeki gibi olmadığını, ağır izotoplar içerdiğini ve bu izotopların çok uzağa gidemeden çökebileceğini belirten Karataş, bunun tehlikenin ortadan kalktığı anlamına gelmediğini ifade etti. Karataş, "İran'ın özellikle bu nükleer yakıt zenginleştirme merkezlerinin etrafında ciddi sıkıntılar hem de uzun yıllar boyunca oluşturabilir. Bir takım radyasyon riskleri oluşturabilir" uyarısında bulundu.

RÜZGAR VE YAĞMURLA YAYILIM TEHLİKESİ

Karataş, uranyum heksaflorür sızıntısının rüzgar ve yağmurla taşınma ihtimalinin de bulunduğunu dile getirdi. "Bunun rüzgarla taşınması ihtimali ortaya çıkabilir. Bunun yağmurla taşınması bir asidik etki ortaya çıkabilir. Yani bir sert rüzgarda, bir hava, bir meteorolojik bir olayda Basra'ya kadar yayılma ihtimali de ortaya çıkabilir. Tahran'a kadar gitme ihtimali de ortaya çıkabilir" diyerek olası senaryoları aktardı. Karataş, şu anki tahribatın boyutunun henüz tam olarak bilinmediğini sözlerine ekledi.

Dünya Haberleri